Mahkemece davacının davasını terditli olarak açtığı ve davasını İİK'nun 277 vd ile BK'nun 18.maddesine dayandırdığı, BK'nun 18.maddesi uyarınca aciz vesikasına gerek olmadan taşınmazların satışının istenebileceği, kaldı ki borçlu hakkında başka takiplerinde olduğu, taşınmazların raiçlerinin çok altında 3.kişiye satıldığı, borçlunun üzerinde daha önceden hacizler bulunan dava konusu taşınmazları, üzerindeki hacizlerin kaldırılmadan hemen sonra davalı 3.kişiye satmasının muvazaaya dayandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı 3.kişi A.. Y.. adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davalı borçlu M.. E.. adına tapuya kayıt ve tesciline, İİK'nun 283.maddesi uyarınca davacıya dava konusu taşınmazlar hakkında haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi A.. Y.. vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" -Y A R G I T A Y İ L A M I – MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı borçlu ...'ün kesinleşmiş vergi borcunun taksitini imkansız hale getirmek amacıyla 34 U 7202 plakalı saç kasa brandalı romorku 20.03.2003 tarihinde davalı ...'e sattığını belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ..., nakliyecilik işi yaptığından dava konusu aracı aldığını, 1999 yılına ait vergi borcu nedeniyle altı yıl sonra açılan davanın dinlenemiyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., tebligata rağmen savunma yapmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Uyuşmazlık, mahkeme tarafından Borçlar Kanununun 18. maddesinde yer alan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali ve tescil istemi olarak vasıflandırılmış bulunduğundan inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.06.2012 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİAsliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Uyuşmazlık ve hüküm muvazaaya dayalı tasarrufun iptali, olmadığında tenkis istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.06.2012 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, genel muvazaaya dayalı tasarrufun iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(yeni BK.19.md) uyarınca muvazaaya dayalı tapu iptal, ister İİK.nın 277 ve devamı maddleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olsun davacı taraf bir alacağa dayanarak iptal isteğinde bulunmuş ise bu alacağın tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda davacı tarafın alacağının kaynağı haksız eylem olup, borcun doğum tarihinin de bu haksız eylemin işlendiği tarih olması gerekir. Davacı tarafın murisinin öldürülmesi 1987 yılı, ilk tasarruf tarihi ise 1994 yılıdır. Bu nedenle borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü gerekir. Aynı zamanda bir kısım davalıların muriside olan borçlu Yunis kendisine ait taşınmazları çocukları ve kardeşi olan davalılara satmıştır....
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."...
Dava, ...çlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmatadır.Bu açık izah karşısında davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece, davacının, tasarrufun iptali davası ile elde edebileceği sonuçları tazminat davası ile elde etmeye çalıştığı ve taşınmazın davalı Banka’ya geçmesinde muvazaa bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup davanın dayanağını Bk 18. ( TBK 19.) maddesi teşkil etmektedir. Mahkemenin de kabulünde olan bu husus nazara alınarak davanın şartlarına yönelik olarak inceleme yapıldıktan sonra bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesis isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.11.2014 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....