Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen ara kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/11/2019 tarih, 2017/5713 E. ve 2019/11080 K. sayılı kararında açıklandığı üzere; Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Dava; 6098 sayılı BK'nun 19. (818 sayılı BK'nun 18) maddesi uyarınca açılan muvazaaya dayalı temliki tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesine göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu uyarınca Aile Mahkemeleri, Aile Hukuku'ndan doğan dava ve işlere bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık ise, anılan yasal düzenlemeler kapsamındaki bir uyuşmazlık olmayıp davalı eş ile diğer davalının haksız eylem niteliğindeki davranışlarından kaynaklanmaktadır....
ın birçok bankadan kredi çektiği ve borcunun bulunduğu, muvazaaya dayalı takip dosyasında maaşının tamamına haciz kesintisine muvafakat ettiği, böylelikle borçlu ...'ın alacaklılardan mal kaçırma kastı ile davalı ... ile birlikte hareket ettiği, ...'nin bu durumu bilebilecek durumda olduğu tarafların iradesinin gerçekte bir borç para alışverişi olmadığı yönünde olduğu, böylelikle TBK 19. maddesinde düzenlenen gerçek amacın bono düzenlenerek gizlendiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir. Bursa 2. Aile Mahkemesinde görülen 2017/1033 esas sayılı mal rejimi davasının 02/03/2021 de davanın kabulüyle sonuçlandığı, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar için davacı lehine 100 bin lira katılma alacağına hükmedildiği, kararın halen istinaf incelemesinde olduğu, davacının aile mahkemesi dosyasında da muvazaaya dayalı tapu iptali tescil talebinde bulunduğu, aile mahkemesinin bu talebi tefrik edip yeni esasa kaydetmeye karar verdiği anlaşılmaktadır. Aile Mahkemesinin bu tefrik kararının sonucunun araştırılması ve buna göre ortada gerçekten derdestlik durumu bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ayrıca mahkemenin hukuki değerlendirmesi dava dilekçesi içeriği ve talep sonucuna uygun düşmemektedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1104 KARAR NO : 2023/1467 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İZMİR 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2019 NUMARASI : 2019/7 ESAS 2019/479 KARAR DAVA KONUSU : TBK 19. Maddesi Gereği Tasarrufun İptali KARAR : İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2019 tarih 2019/7 Esas 2019/479 Karar sayılı kararına karşı, davalı T3 vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kredi sözleşmeleri uyarınca davalı T5'den alacaklı olduğunu, ödeme yapmadığını, tahsili için İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün 2017/8617 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, anılan takibin kesinleştiğini, davalı borçlu hakkında diğer davalının alacaklı sıfatıyla İzmir 19....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 E. – 2022/192 K. sayılı dosyası ile adı geçen kooperatif ve üyeler aleyhine tasarrufun iptali ile devri yapılan daire tapularının iptali ve TBK m.19 ve İİK m.283/1 gereği borçlu kooperatif adına tescili, olmadığı taktirde alacak talebine ilişkin dava açıldığını, davanın açılması neticesinde üyelere tahsis edilen daireler üzerine ihtiyat-i tedbir konulduğunu, yargılama safhasında müvekkil mahkemenin istediği teminatı yatıramadığından dolayı 17/02/2021 tarihli celsede konulan ihtiyat-i tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiğini, ancak davalı Nurcihan Demirin, üzerine kayıtlı olan ve mahkemece tasarrufun iptaline konu edilen Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Sancaktepe Mah. 446 Ada, 6 parsel üzerinde bulunan yapının 12 numaralı bağımsız bölümünü ihtiyat-i tedbirin kaldırılmasından hemen sonra davayı kaybedeceğini anladığından 28/10/2021 tarihinde diğer davalı Nihal İRKEK’e muvazaalı olarak ve alacaklı müvekkilden mal kaçırmak kastıyla devrettiğini, Kayseri...
Eldeki davada, davalı T3'ın, davacının mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan (aile hukukundan doğan) alacağını tahsilini sonuçsuz bırakmak amacıyla dava konusu taşınmazları devrettiğini belirten davacı vekili, dilekçesinin talep sonucu bölümünde, muvazaalı işlem nedeniyle davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescil talebinde bulunduğu, böylece iddianın ileri sürülüş biçimine göre davanın konusunun davacı alacaklının mal rejiminden kaynaklanan katılma/katkı payı alacağının tahsili amacına yönelik olduğu gözetildiğinde, davanın muvazaa (TBK m.19) hukuki olgusuna dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277'nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2430 KARAR NO : 2021/2348 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2020/163 E- 2021/214 L DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 3....
Dava; ileri sürülüş biçimine göre; 6098 sayılı TBK m.19'a dayalı olarak açılmış muvazaa (nam-ı müstear) nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Gerek İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, gerekse TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/11909 E. sayılı dosyaları ile davalı borçlu T5 aleyhine icra takipleri başlattığını, bu icra dosyalarında toplam alacak tutarlarının takip çıktısının 208.778,75 TL olduğunu, davalıların bilerek ve isteyerek birlikte hareket ettiklerini, Davalı T3'ın, borçlu davalı T5'un ekonomik durumunu gayet iyi bildiğini,İİK m.277 vd maddelerinde yer alan tasarrufun iptali talebi ile mahkemeye müracaat zorunluluğu doğduğunu, İş bu davadaki iddialarının Borçlar Kanunu md. 19 da düzenlenen muvazaa iddiasına dayandığını, muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasında normal tasarrufun iptali davasından farklı olarak zarar gören tüm ilgililere dava hakkı tanındığını, yasa hükmü ve bu yönde yerleşmiş Yargıtay İçtihatları uyarınca da; “açılan bir dava sonucu hak kazanacağı alacaklarını alabilmeye yönelik muvazaa nedeniyle iptal davası açılabileceğini, bu davayı açmakta hukuki yarar bulunduğu ve davacı sıfatının bulunduğu” hüküm altına alındığını, davalılar muvazaa ile hareket ettiklerinden...