"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava dilekçesi içeriğine ve mahkemenin nitelendirmesine göre dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp, BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptal davasıdır. Muvazaaya dayalı davaların açılmasında süreye tabi olmamalarına göre hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait olmakla dosyanın anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 23.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yine, TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaz. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve bu yönüyle hak düşürücü süre hükümleri eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın sadece AATUHK’nun m.24 maddesi anlamında tasarrufun iptali davası gibi değerlendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın TBK 19. maddesi anlamında satış işleminin iptali davası olduğu göz önüne alınarak işin esasına girilmesi ve taraf delilleri değerlendirilerek karar verilmesinden ibarettir....
Dava, ileri sürülüş biçimine göre TBK'nın 19.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir....
Karara karşı davacı vekili, davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, dava dilekçesinde TBK 19. madde ve İİK 277. maddelerine dayanıldığını, muvazaa hukuksal nedenine (TBK m. 19) dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında borcun doğum tarihinin bir önemi bulunmadığını, davaya konu edilen muvazaalı işlem, borcun doğumundan önce veya sonra yapılmış olsa da butlan yaptırımına tabi olduğunu, muvazaa davalarında da borcun doğum tarihinin dikkate alınması gerektiği kabul edilecekse dahi huzurdaki dava bakımından borcun doğum tarihine ilişkin dava şartının gerçekleşmiş olduğunu, ticari borç ilişkilerinde borç ilişkisinin doğum tarihi olarak alacaklı ile ilk temas kurulan tarihin dikkate alınması gerektiğini, temlik eden banka ile davalı/borçlunun müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ilk sözleşmenin 14.02.2013 tarihli olduğunu, dava konusu tasarruf tarihinin ise 22.04.2013 olup ilk kredi sözleşmesinin imza tarihi göz önüne alındığında tasarruf...
Dava, mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddia olunan temliki tasarrufun muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nun 01/09/2020 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.-9.-40. Hukuk Dairesinin görev alanındadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü düzenleyen 01/09/2020 tarihli kararı ve davanın açıklanan niteliği gereğince istinaf başvurusunu inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.-9.-40. Hukuk Dairesine ait olduğu, iş bölümü kararı gereğince dairemizin açıkça görevli olmadığı anlaşılmakla gönderme kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve açıklanan nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İstinaf nedenleri; iptali istenen tasarrufun işleminin niteliği gözetildiğinde, mahkemece yazılı biçimde tasarruf konusu işlem üzerinden konulan ihtiyati haciz işleminin herhangi bir infaz kabiliyeti taşımadığı, muvazaalı temlik işleminin iptali halinde iptal isteğine konu alacağın, davalı 3.kişiden tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetildiğinde, davalı 3.kişinin taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği hususuna yöneliktir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı madde hükümleri ile TBK'nun 19.madde hükmüne dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muvazaaya Dayalı İptal (TBK 19.madde) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesine yönelik talepte bulunulduğu, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, davalılar tarafından ayrı ayrı istinaf talebinde bulundukları, davacı bankanın davadan feragat ettiklerine ilişkin dilekçe sunduğu görülmektedir. Davacı banka vekili Av....
Dava, TBK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19.maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur....
Dava dilekçesi incelendiğinde, mirasın reddinin gerçek mirasın reddi amacıyla olmadığı, görünürde miras reddedilmiş ise de amacın borcu ödememek olduğu, uygulamada da sonrasında borçluya hisse verildiğinin görülmekte olduğu belirtilmekte ve nihayette, muvazaalı mirasın reddi işlemi yok sayılarak, diğer mirasçılara intikal eden murise ait İzmir ili, Bayraklı ilçesi, Salhane mah, 31670 ada 24 parselde, borçluya intikal etmesi gereken 5/40 hissenin iptali ile T11 adına tescilinin istendiği görülmektedir. Yani, görünürde yapılan işlemin gerçek olmadığı iddiası ve tescil kaydının düzeltilmesi talebi mevcuttur. Bu talep, mirasın reddi işlemi yokmuş gibi taşınmazın murisin tüm çocuklarını kapsayacak şekilde yeniden tescilini içermekte olup, anlatım da, TBK'nun 19 maddesinde yer alan muvazaanın tanımına uygundur. Dava dilekçesindeki anlatıma göre davanın TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. BK'nun 19....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İcra İflas Kanunu' nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İcra İflas Kanunu' nun 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak hüküm kurulması gerekecektir. TBK' nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa iddiasına dayalı davalarda ise yazılı yargılama usulü uygulanır....