------------tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da ------- görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tasarrufun iptali talep edildiğine göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir....
ileri sürerek, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince davalı-borçlunun devrettiği taşınmaz ile ilgili söz konusu devre ilişkin tasarrufun tapu tashihine mahal olmadan iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Çünkü İİK 277 ve TBK 19 dayalı davalarında sonuç aynı olsa da yargılama usülleri ve şartları farklıdır. Yargılama usulleri ve şartları farklı olan bir davayı hem İİK 277 ve devamı md. göre hemde BK 19. md. dayalı olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak dava dilekçesi taraf beyanları ve toplanan deliller karşısında davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereği tasarrufun iptali davası olduğu bu madde ve devamı maddeleri gereği araştırma yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına bakıldığında 21/01/2021 tarihli haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde olduğu davacının gerçek bir alacağı olup alacağın tasarruf işleminden önce doğduğu yani dava koşullarının davada bulunduğu anlaşılmaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/857 KARAR NO : 2023/948 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/60 ESAS, 2022/495 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun iptali ( 6100 Sayılı BK 19.'a dayalı) KARAR : Adana 2....
Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. Maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. Maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Davacı vekilinin istinaf nedenleri; görülmekte olan dava bakımından, İİK'nın 277 ve devamı madde hükümleri ve hatta TBK'nın 19.maddesi uyarınca tasarrufun iptali şartları oluştuğu halde, hatalı bir takım değerlendirmeler sonucunda davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği halde vekil edeni banka aleyhine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının da isabetsiz olduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali isteğine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19....
Tasarrufun iptali davasının açılması koşullarından birisi de takip tarihinde kesinleşmiş bir alacağın bulunmasıdır.İİK.nun 284. maddesinde tasarrufu iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği öngörülmüştür. Söz konusu süre hakdüşürücü süre olup mahkemece re’sen nazara alınması gerekir. Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti, takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19. Maddesi gereğince bir sözleşme türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır....
Dosya kapsamına, toplanan delillere, saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına, dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri gereğince, gerek İİK’nın 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında, gerekse BK’nın 18. maddesine (TBK m.19) dayalı muvazaalı işlemin iptali davalarında, davanın görülebilmesi için dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına, dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri gereğince, gerek İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında, gerekse BK’nın 18. maddesine (TBK m.19) dayalı muvazaalı işlemin iptali davalarında, davanın görülebilmesi için iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olmasının gerekmesine ve bu koşulun somut olayda bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre mahkemece davanın dava şartı yokluğu...
İhtiyati haciz para alacaklarına ilişkin bir geçici hukukî koruma olup kural olarak İcra ve İflâs Kanunu’nda (İİK m. 257 vd.) düzenlenmişken, ihtiyati tedbir para dışındaki mal, hak ve alacaklar için kabul edilmiş geçici hukukî korumadır ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir (HMK m. 389 vd.). Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirilecek olursa; davacı vekili dava dilekçesinde TBK 19 maddesinde yer alan muvazaaya dayalı tapu kaydının iptali ile önceki davalı malik adına tescilini, olmaması halinde alacak ve ferilerine yetecek miktarda haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, yerel mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına karşı yapılan itirazın reddi kararına karşı davalılar vekilinin istinafa geldiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında boşanma davası ve buna bağlı olarak mal rejiminin tasfiyesi davası bulunmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/01/2017 gün ve 2015/639 esas, 2017/468 sayılı kararı ile davanın İİK'nun 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğu, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için alacağın kesinleşmiş olmasının zorunlu olduğu, davacı alacaklı tarafından yapılan icra takip dosyasında davalı borçlu T3 hakkında icra takibinin kesinleşmemiş olması nedeniyle kesinleşmiş bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 14/12/2017 gün ve 2017/1217 esas, 2017/1251 sayılı kararı ile; davanın muvazaa yahut İİK.'nun 277 ve mütakip maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olması karşısında ve takibin kesinleştirilmesini tamamlanabilir dava şartı bulunmasına göre davacı tarafa TBK.'...