HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalılar tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince 353/(1).b.2 maddesi gereğince kabul edilerek davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 19/12/2013 tarihinde, İstanbul 10.İcra Müdürlüğünün 2012/2453 esas nolu dosyasının talimatına istinaden Küçükçekmece 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/162 Esas KARAR NO : 2024/337 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) DAVA TARİHİ : 02/11/2021 KARAR TARİHİ : 08/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ...nin Denetim kurulu üyesi olduğunu, davalılardan ...'in Yönetim Kurulu Başkanı/Tasfiye Memuru ve ...'un Kooperatifin Tasfiye Memuru/ Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, Kadıköy ... Noterliği'nin ... Tarih ... sayı ile tasdikli ... tarihli genel kurul kararı ile rayiç değeri üzerinden kooperatife ait ... İli ... İlçesi ... Mah. ......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; olmadığı taktirde bedel istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki davadan dolayı Fethiye 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 24/06/2008 gün ve 2006/104 esas 2008/336 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 24/02/2011 gün ve 946-1851 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne ilişkin hükmün temyizi üzerine Dairece işin esası benimsenerek kabul kapsamına alınan pay değerleri gözetilerek avukatlık ücreti ve nispi harca hükmedilmesi gereğine değinilerek kararın bozulduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de; mahkemece kabul kararı verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı gibi bozma gerekçeleri de doğrudur....
ın tapu tahsis belgesi sahibi olduğu, ancak tapu tahsis belgesine dayalı olarak tescil talep edebilmesi için yasanın aradığı şartlardan ilkinin “bizzat kendisi tarafından devam eden bir zilyetliğin” bulunması olup davalının söz konusu kısımların zilyetliğini davacılara devretmesi nedeniyle zilyetliğinin bulunmadığı, tescil talep etse bile bu yerlerin tapusunu alamayacağı, davacıların da halefiyete dayalı olarak tescil talep etmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden, davalı ... adına düzenlenmiş geçerli bir tapu tahsis belgesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunun 26. ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından, tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır....
asıl amacının tespiti açısından, tüm, muvazaaya dayalı tapu iptal davalarında değerlendirilmesi gereken noktalar olduğunu ancak, Yargıtay’ın son kararlarına göre, muvazaanın ve mal kaçırmak kastının daha doğru bir ifade ile, murisin temlikteki asıl amacının belirlenebilmesi için sadece bu kıstasların yeterli olmadığını, murisin tüm akrabaları ve temlik olunan kişi ile olan beşeri ilişkilerinin tespit ve değerlendirilmesinin de bu tür davalarda büyük önem taşıdığını, karşı tarafın murisin satış tarihi olan 1991 yılında 81 yaşında olduğunu, okuma yazma bilmediğini, yapmış olduğu hukuki işlemin mahiyetini anlayabilecek kudrete sahip olup olmadığı hususunda rapor aldırılmadığını da beyan ederek, hukuki ehliyetsizlikten dolayı açılabilecek bir tapu iptali davasında ileri sürülebilecek hususları da ileri sürmek sureti ile bir çelişki yaratmış bulunduğunu, davacı tarafın bu davanın hukuki ehliyetsizliğe dayalı bir tapu iptal davası mı olduğu yoksa muvazaaya dayalı bir tapu iptal davası mı olduğu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, Devre Mülk Satım Sözleşmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde ise bir kısım alacak ile manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dava konusu parselin imar sonunda davalı adına tescil edildiği, imar uygulamasına ilişkin işlemler iptal edilmedikçe bu davanın görülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; satınalma ve zilyetliğe dayalı TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükümleri uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içindeki kayıt ve belgelerden uyuşmazlık konusu taşınmazın öncesi olan 71 parsel, 03.02.1970 tarihinde kadastro yolu ile tarla niteliğinde Fatma Özel adına tespit ve tescil edilmiş, 185/4530 payı 05.02.1991 tarihinde pay satışı yoluyla davacı Mustafa Kocataşar'a satılmış, davacı tarafından bu pay 09.12.1992 tarih 6744 yevmiye numaralı satış ile davalı Mehmet Şavk'a devredilmiş, dava konusu 8801 ada 6 parsel, 23.03.2000 tarihinde yapılan imar uygulaması sonunda kargir ev ve arsa niteliğinde Mehmet Şavk adına tescil edilmiştir....
bağımsız bölüm nolu meskenin tapuda davalı adına yapılan tescilinin muvazaa sebebiyle terkinine, işbu taşınmazın tescilinin müvekkili adına düzeltilerek yapılmasına, ileride telafisi güç zararların doğmaması için davaya konu taşınmazın başkalarına devrinin önlenmesi ve taşınmaz üzerine başkaca ayni hak tesisinin önlenmesi için tensip ile birlikte, hüküm kesinleşinceye kadar tapu kaydına ihtiyati tedbir konmasına, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddia olunan temliki tasarrufun muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
aleyhine açılan tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde alacak davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve davacı vekilinin 16.6.2010 tarihli yargılama oturumundaki beyanına göre dava; Borçlar Kanunu 244.maddesine göre bağıştan dönme (rücu) hukuki sebebine dayalı olarak açılmış olan dava konusu 375 ada 1 parseldeki davalı adına kayıtlı 1/2 paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil, mümkün olmazsa yarı payın bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın çözüm yeri HMK'nun 1 ve devamı maddeleri (önceki HUMK.nun 1 ve devamı maddeleri) uyarınca genel mahkemelerdir. Davacının mal rejiminin tasfiyesine dayalı herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Görev kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir....