Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dosya,--- Mahkemesi'ne gönderildiğini, davalı, iptali gereken hisse devrinde devralan sıfatını haiz olduğundan kendisine karşı işbu davanın ikame edilmesi mecburiyeti doğduğunu, ---söz konusu ---olduğu anlaşılıp bu nedenle söz konusu pay devrinin de geçersiz olması sebebiyle iptalinin gerektiği açıkça görüleceğini, ilgili genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve hileli hisse devrinin iptali istemli olarak işbu davada dava dışı olan---- Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, işbu davanın HMK madde 166 uyarınca birleştirilmesi gerektiğini, zira davalar aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olup aynı işlemler ve olaylar sebebiyle ikame edildiğini, bu şekilde müvekkil şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığı, şirket ------- dahi belirtilmeksizin sahte -------- alınarak (bu husus ---- ---- pay devrinin de iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davamızın kabulü ile davalı ... --- %50 hisse sahibi olan müvekkil şirket...

    ---davalı ... arasındaki hisse devrine ilişkin hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile hisse devir işleminin iptali talebi bakımından davacının sözleşmenin tarafları dışında üçüncü kişi olmasına ve sözleşmenin hükümsüzlüğünü istemede aktif husumetinin bulunmamasına göre davanın aktif husumet (dava şartı) yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davalı ... ile davalı ... arasındaki hisse devrine ilişkin hisse devir sözleşmesinin pay defterine işlenmesi ve --- tescil işleminin iptali istendiğini, hisse devrinin pay defterine işlenmesi ve --- tescil işleminin iptali istemi yönünden işbu davada husumetin hisseleri devralındığı ileri --- yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, şirket ortaklarına/hisse devir sözleşmesinin taraflarına husumet yöneltilmesi doğru olmadığından davanın pasif husumet (dava şartı) yokluğundan usulden reddi gerektiğini, hisse devir işleminin geçerli olması için bir de ayrıca pay defterine kaydı gerektiğini, hisse devrinin şirket pay defterine kaydedilmediği...

      ın sözleşmedeki edimini yerine getirdiği gerekçesiyle davanın hisse devri iptali talebi yönünden ve davacının zarar tazmini yönünden reddine dair hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce onanmasına karar verilmiştir. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1) Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2) Dava, hisse devrinin geçersiz olduğu iddiasına dayalı olarak açılan hisse devrinin iptali, olmadığı takdirde bu devir nedeniyle oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, protokolde davacı ...'...

        Noterliği tarafından düzenlenen kooperatif hisse devri sözleşmesi ile devraldığını ve hisse devrinin davalı kooperatife tebliğ ettirdiğini, müvekkilinin 08/02/2016 tarihli genel kurula katıldığını, ortaklığı devraldığını gösteren belgeyi genel kurula sunduğunu ve genel kurul yoklama tutanağını devralan ortak olarak imzaladığını, genel kurulda hükümet komiserinin ilgili sözleşmeyi teslim aldığını ve genel kurul tutanaklarına kaydettiğini, müvekkilinin oy kullanmasının engellendiğini ve eski ortak ...'a genel kurulda oy kullandırıldığını ileri sürerek, genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; hisse devrinin Kooperatife bildirimine ilişkin tebliğinin usulüne uygun yapılmadığını, kooperatif hisse devrinin Genel Kurul toplantısı esnasında öğrenildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hisse devrinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığının, kareşi ... tarafından özel yetki içermeyen vekaletnameye dayanılarak davalılardan ....'ye devredildiğini, ...'nün de ...'nın boşandığı eşi olan diğer davalı ...'ya devir yaptığını, vekaletnamede yetki olmadığından hisse devrinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... adına olan ortaklık kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, davanın ticari şirket hisse devri protokolünden kaynaklanan taşınmaz devrinin hileli olduğu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak nitelendirilmesi sonucu görevsizlik nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Mahkemece her ne kadar dava, ticari şirket hisse devri protokolünden kaynaklanan taşınmaz devrinin hileli olduğu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak nitelendirilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, davacının, adına kayıtlı taşınmazın davalıya devrinin hileli olduğu iddiasına dayandığı, bu nedenle davanın genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği karşısında, asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir....

              Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın kooperatife karşı, kooperatif hisse devrinin iptali davası olarak açılmadığı ve hali hazırdaki taşınmazın kayıt maliki davalıya karşı miras hukukundan kaynaklanan hakka dayalı tapu iptali ve tescili davası olarak açıldığı gözönüne alındığında uyuşmazlığın Kooperatifler Kanunundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; davacı, davalının babası üzerindeki kooperatif üyeliğini usulsüz şekilde üzerine devralması üzerine ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii 3007 ada 3 parselde kaim 3136 arsa paylı katlı prefabrik atölye ve binasından mütevellit zemin ve asma kattan oluşan 11 nolu bağımsız bölümün kooperatif adına iken ferdileşme sırasında davalı adına tesciline karar verildiğini, bu işlemin yolsuz tescile dayandığını, oysa 15.02.1983 tarihli kooperatif devrine ilişkin belgenin sahte olduğunu, davalı ...'ün babası ve murisi olan ...'...

                Somut olayda davacının, davalıya yapılan kooperatif hisse devrinin muvazaalı olduğu iddiasıyla hisse devri sözleşmesinin iptali ile davacının kooperatif üyeliğinin tespiti ve tescilini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalılar, kooperatif ile üyesi olup, davacının talepleri arasında kooperatif üyesi olduğunun tespit ve tescili istemi de bulunduğundan, uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İNCELEME ve GEREKÇE; Dava, asıl dava müvekkillerin murisi ------ davalı şirkette mevcut bulunan hisselerinin -------yapılan bütün genel kurul toplantılarında sahte imzalar ile alınan kararlar uyarınca murise ait hisselerin davalılar tarafından iktisap edildiği gerekçesi ile yapılan hisse devrinin iptali ile davacılar adına veraset ilamları uyarınca payları oranında tespitine, pay defterine tesciline, mümkün olmaması halinde ise mirasçıların uğradığı zararların rayiç bedel üzerinden hesaplanarak tahsiline talebidir. Mahkememiz ile birleşen ---- esas sayılı dosyasında; davacı ----davalı şirket bünyesinde olan hisselerinin--------sahte imzalar ile davalılar adına hisselerin iktisap edildiği gerekçesiyle, yapılan hisse devrinin iptali ile davacıya ait olduğunun tespiti ve pay defterine tescili aksi halde uğranılan zararların rayiç değerinin hesaplanarak davalılardan tahsili talebidir....

                    Bonoya bağlanan borç temel ilişkiden bağımsız ve mücerret nitelikte ise de, davacı vekili 5.10.2005 tarihli replik dilekçesinde, malen yazılı ihdas nedenini açıklayarak bononun hisse devrine karşılık verildiğini ileri sürerek bonoyu sebebe bağlamıştır. Buna karşılık davalı vekili, ortaklık kurulu kararı ve Ticaret Sicil kaydından da görüleceği üzere kendisine hisse devri yapılmadığını, bononun teminat amaçlı olarak davacıya verildiğini ve bedelsiz olduğunu savunmuştur. Bu durumda davacı, bononun hisse devri karşılığında kendisine verildiğini belirterek bonoyu sebebe bağladığından ve davalı da hisse devrinin gerçekleşmediğini ileri sürdüğünden mahkemece davalının savunması ile ilgili delilleri irdelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulünde isabet görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu