Yapı Kooperatifdeki hisselerinin diğer davalının usulsüz başkalarına devri ile genel kurul kararının iptali için dava açtığını, bu davada ... Mahallesi ... ada, ... parsel sayılı taşınmaza ihtiyati tedbir konulduğunu, usulsüz hisse devri yapıldığını, davalı ...'in kooperatif aleyhine muvazaalı icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, kooperatif adına kayıtlı gayrımenkulün icra kanalı ile satışa çıkarıldığını, alacağa mahsuben davalı ... tarafından alındığını, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu beyan edilerek ihalenin feshine, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıların dosyada cevap dilekçesi bulunmamaktadır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; görevsizliğine karar verilmiş olup, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Gerek, tasarrufun iptali davaları gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekmektedir. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir. Somut olayda, davacı alacaklı idare borçlu hakkında 1997-1999 dönemine ait vergi alacağı nedeniyle 2002 yılında takip başlatmış ve ödeme emri 30.09.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna göre borcun doğumu 1997-1999 yılına ait vergi borcunun yasa uyarınca ödeme zamanı olup ilk tasarruf ise bundan sonra 30.05.2000 tarihinde yapılmıştır. Mahkemece,işin esasına girilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece, davanın BK'nun 18.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa sebebi ile icra takibinin iptali istemine ilişkin olduğu, davalılar arasındaki borç ilişkisinin ve takibin 2003 yılında başladığı, boşanma davasının ise 2005 yılında açılmış ve 2009 yılında kesinleştiği, davalılar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin bundan önce doğduğundan ve muvazaa olgusunun somut delillerle ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut olan ve muvazaalı olduğu ileri sürülen .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazı önce 09.11.1998 tarihinde anlaşmalı olarak boşandığı eşi ...'e onunda 16.02.2009 tarihinde borçlunun kardeşi İsmail'e sattığını, yapılan satışların muvazaalı olduğu iddiası ile iptalini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu ... 1.... Müdürlüğü'nün 2014/6096 sayılı takip dosyasındaki alacağını davalı babasına 15.08.2014 tarihinde temlik ettiğini belirterek, bu işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemişlerdir. Mahkemece, borcun doğmundan sonra, borçlunun alacağını herhangi bir belge ve alacak ilişkisine dayanmadan babasına devrinin muvazaalı olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki muvazaalı takibin iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...'in bankaya olan borcu nedeniyle hakkında takip başlatıldığını, konulan maaş haczinin 9. sırada yer aldığını 1. sırada bulunan hacze ilişkin takip dosyasının ise alacaklısı iş bu dosyanın diğer davalısı olan ...'nın başlattığı 80.000,00 TL bedelli bonoya dayanan takip olduğunu, takibin muvazaalı olduğunu belirterek muvazaalı takibin iptalini kendi takip dosyalarının 1. sıraya alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, davalı borçlu ...'in diğer davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R - Dava, Borçlar Kanunu’nun 18. maddesine dayalı olarak açılmış, dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı icra takibinin iptali istemine ilişkin olup mahkemece yargılama aşamasında da “borçlandırıcı işlemin iptali” şekilde nitelendirilmiştir. Davacı tarafından yapılmış bir takibin de bulunmadığı anlaşılmış olmakla; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmakla birlikte önceden bu Daire tarafından Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ve bu Daire tarafından da dosya Dairemize gönderilmiş olmakla gönderilecek Daire tarafından önceden gönderme kararı verilmiş olması nedeniyle dosyanın Yargıtay Hukuk Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA SUNULMASINA 18.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan Vahdettin'den boşandığını, lehine nafaka ve tazminata hükmedildiğini, müvekkilinden kaçırmak için muvazaalı olarak davalı ...'in ... Müdürlüğünün 2013/5621 sayılı dosyasından davalı ... hakkında takip başlatıldığını, bu muvazaalı takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlarıdır. Mahkemece, davalıların yakın arkadaş oldukları, sosyo-ekonomik durum araştırılmasında, davalı ...'in diğer davalı ...'...
İcra Müdürlüğünün 2014/17218 sayılı dosyasında başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ayrı ayrı kesinleşmiş bir alacak olmadığını, takibin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, dava tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilmiş, tasarrufun iptali davası için gerekli şartlar oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş olup hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19. maddesine dayanarak açtıkları anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını muvazaalı olarak diğer davalı torunu ...'ya devrettiğini belirterek, muvazaalı işlemin BK'nun 19.maddesi gereğince iptali ile İİK'nun 283.maddesinin kıyasın uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesini istemiştir. Davalı ..., taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, borçlu ...'nın borca batık olmadığını ve mal kaçırma amaçlarının olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....