Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 Sayılı AATÜHK'nin 24 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, amme borçlusunun bu Kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali ile alacaklının alacağının tahsilini sağlamaktır. Yasanın 25. maddesinde bu tür davaların borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendisine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına veya kötüniyetli diğer kişilere karşı açılacağı hüküm altına alınmıştır. 31. maddede 27, 28, 29 ve 30. maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini elden çıkarmışlarsa elden çıkardıkları değer nispetinde tazminatla sorumlu tutulacağı hükme bağlanmıştır....

    Bu durumda davacı 3.kişi ile borçlu şirket ve fatura zincirindeki kişiler arasında muvazaalı ilişkiler bulunduğu açıkça ortada olduğundan 3.kişi tarafından açılan istihkak davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı alacaklı tarafından İİK'nun 97/17.maddesine göre karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davasına gelince; İİK'nun 280.maddesinde ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya önemli bir kısmını devir veya satın alan kişinin borçlunun da bu hallerde izrar kasdıyla hareket ettiğinin kabul olunacağı hükmü getirilmiştir. Dava konusu iş makinalarının borçlunun ticari işletmesinin önemli bir kısmını oluşturduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece İİK'nun 280/3.maddesi uyarınca alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerekir....

      Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafından 9.9.2014 tarihli kat’i aciz belgesinin sunulmuş olmasına, davalı ...’ın kardeşi olan borçlu Özlem’in durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK.’nun 280/I maddesi gereğince iptale tabi bulunmasına, dava konusu takip dosyasının Bursa 19.İcra Müdürlüğünün 2011/15635 sayılı dosyası olmasına rağmen hükümde 2012/641 esas sayılı olarak yazılmış olması yerinde giderilebilecek maddi hataya dayalı olmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri ile takip konusu alacak miktarı (kat’i aciz belgesi düzenlemiş ise bu miktar) karşılaştırılarak...

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre iptali istenen tasarrufun icra müdürlüğü tarafından konulan haciz nedeniyle sıra cetveli düzenlenmeden...İcra Müdürlüğünün 2007/3 sayılı takip dosyasındaki alacaklı vekiline ödeme yapılmış olası nedeniyle yapılan İcra Müdürlüğü işleminin iptalinin talep edildiği, bu talebin şikayet yoluyla giderilebileceği, iptali talep edilebilecek bir tasarruf bulunmadığından davacının hukuki yararının olmadığı, davalılar arasında iptale konu olabilecek danışıklı işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ...'nın borçlu olduğunu ve hakkında yapılan ... takibinin kesinleştiğini, davalı ...'in borcunu ödememek ve alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı bir şekilde ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde tapuya kain ... ada 170 parseldeki 1/8 hissesini 05.04.2013 tarihinde kardeşi olan davalı ...'na sattığından muvazaalı tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalıların kardeş olması nedeni ile İİK 278 maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı tarafından dava dilekçesinde ve 23/03/2006, 29/11/2006, 01/11/2007 tarihli dilekçelerinde ayrıca vurgulamış olmasına, mahkeme tarafından da red gerekçelerinin açıklanması sırasında davanın tapu kaydının iptali ile yeniden davalı ... adına tesciline ilişkin olduğu ve tasarrufun iptali davası olmadığı belirtilmesine göre dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp BK.nun 18. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali isteğine ilişkin bulunduğundan temyiz talebinin inceleme yeri Yüksek 4. Hukuk Dairesi ise de 27.01.2011 tarihli ve 3 sayılı Başkanlar Kurulu kararı gereğince ikiden fazla Özel Daire'ye gönderme kararı verilemeyeceğinden dosyanın Yargıtay Hukuk Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA SUNULMASINA 29.02.2012 tarihindeğ oybirliğiyle karar verildi....

              B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar ayrı ayrı cevap dilekçelerinde özetle, takibin muvazaalı olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 31/10/2019 tarih ve 2019/393E-2019/828 K sayılı kararı ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, muvazaalı maaş haczinin iptalinin istenmesinde hukuki yararları bulunduğunu, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Borçlar Kanunu' nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/155 sayılı tasarrufun iptali davasında savunma olarak ileri sürüldüğü, bu savunmaların kabul görmeyerek davanın kabulüne ilişkin kararın derecattan geçerek kesinleşmiş olmasına, aynı gerekçeler ve hukuki yarar nedeniyle açılan iş bu davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bahisle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için davacının alacağının gerçek olması gerekir. Alacağın gerçek olmadığı iddiasını davalı üçüncü kişi ileri sürebileceği gibi davalı borçluda ileri sürebilir. Bu halde mahkemece bu itiraz ön sorun olarak çözümlenmesi gerekir. Öte yandan bu sorun kesin hükmün etkisiyle de alakalı bir sorundur....

                Davalı ... vekili, takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, avukat olan müvekkilinin davalı ...'dan alacaklı olduğunu, davacı ve borçlunun aynı vekille temsil edildiğini davanın muvazaalı açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre iptali istenen 14.9.2012 tarihli tasarrufun 1.5.2013 tanzim tarihli senetten önce yapıldığı, borcun tasarruftan önce doğduğu yönünde davacı tarafından bir talepte bulunmadığı gerekçesiyle davanın önşart yokluğundan reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                  Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, dava dilekçesinde davalı T4 tarafından diğer davalı T6 verilen bono ve bono sebebiyle bu davalı tarafından da borçlu T4'a yapılan takibin, maddi ve manevi tazminat davasında hükmedilen tazminatın tahsilini engellemek, mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak yapıldığını iddia ederek İİK 277 ve devamı maddeleri ve TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaalı takibin iptalini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu