Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, herkesin dilediği kişi aleyhine icra takibi başlatabileceğini, takip borçlularından alacaklı olan ilgililer borçlu hakkındaki takiplerin muvazaalı olduğu iddiasını İİK’nun 128.maddesi gereğince satış yapılmazdan evvel mükellefiyetler listesi kendisine tebliğ edilince 3 gün veya İİK’nun 142/1 maddesine göre 7 gün içinde sıra cetveline itiraz davasını açabileceğini, somut olayda sıra cetveli düzenlenmediği anlaşıldığından HMK’nun 141.maddesine göre davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir.Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19.maddesine dayanarak açtıkları anlaşılmaktadır....

    Yıldırım vekili, evlilik birliği içinde davalı eş... adına satın alınan 165 ada 10 parsel 9 nolu müşterek konutun davalı eşin boşanma davasını öğrenmesini müteakip diğer davalı amcasına taşınmazı devrettiğini, yapılan işlemin muvazaalı olup iptaline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde davalı eş adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı olarak devredildiği iddiası ile işlemin iptalini istediği anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalara göre, davacının talebi muvazaaya dayalı satışın iptali niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK m. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....

      Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. (Yargıtay 17 hukuk 2016/10467E,2019/1972K) Tüm bu anlatılanlardan sonra davacı hem İİK 277 hem de TBK 19. Maddesine dayalı olarak eldeki davayı açmakla TBK 19....

      Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

        Davacı talebinde Aydıncık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/53 Esas ve 2014/27 sayılı kararına dayalı tazminat ve nafaka alacağı olduğunu ileri sürerek dava dışı borçlunun alacağını ödememek için muvazaalı olarak taşınmazını kardeşi davalı ...'a sattığını, muvazaalı yapılan işlemin iptali ile tapu kayıtlarının eski hale getirilmesini istemiştir. Davacının, davası TBK 19. maddesine dayalıdır. Bu tür davalarda yukarıda açıklandığı üzere aciz belgesi alınmasına gerek yoktur. Öncelikle davalı ...'a taşınmazı devreden kardeşi dava dışı asıl borçlu Mehmet ...'ın hukuku da etkileneceğinden davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanıp dava konusu taşınmazın alacak içeren Aydıncık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/53 Esas ve 2014/27 sayılı kararının 12/06/2014 kesinleşme tarihinden sonra 20/08/2014 tarihinde dava dışı borçlu Mehmet ...'tan kardeşi davalı ...'...

          e devrettiğinden, bu tescilin iptali ile 1/2'şer oranında davacı ve davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilleri, haksız açılan davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacının BK'nın 19. maddesine dayalı olan muvazaalı işlemin iptali isteminin reddine, talebinin TMK'nın 194. maddesine dayalı isteminin ise, evlilik birliğinin devamı sırasında açılablecek bir dava olduğu tarafların 20.11.2005 tarihinde boşandıkları davanın ise 23.11.2004 tarihinde açıldığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekil tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı ve davalı ...'in 20.11.2005 tarihinde ... da boşandıkları, ... Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının Türk Mahkemeleri tarafından tanıma ve tenfizinin yapılmadığı, dolayısı ile ulusal kanuna göre boşanmanın sonuçlarının doğmadığı, bu hali ile davacı ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'den boşandığını ve boşanma sonucu mali haklara hükmedildiğini, bu alacakların tahsili için borçlu hakkında takip başlatıldığını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazların önce davalı ...'a onunda diğer davalılara muvazaalı olarak devrettiklerini belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işlemlerinin iptali ile haciz ve satış istemi yetkisinin verilmesini talep etmiştir. Davalılar, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              (TBK 19.) maddesi kapsamında açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Davacıların amacı, açtıkları dava sonucunda alacaklarının tahsili olanağına kavuşmaktır. Her ne kadar muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu iptali de istenilmiş ise de; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin açılan dava yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK’nun 283. maddesi düzenlemesi yol gösterici niteliktedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...'dan boşandığını, dava konusu taşınmazlarını 30.06.2009 tarihinde mal kaçırma amacı ile davalı ...'e devrettiğini belirterek, bu muvazaalı satışın iptali istemiştir. Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, muvazaalı satışın olmadığını, ayrıca davacının bir alacağı olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının aciz vesikası sunmadığını, davacının nafaka alacağını davalı ...'...

                  Davacı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 13.12.2021 tarihli İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararı hatalı olup davanın nitelendirilmesinin yanlış yapıldığını, dava İİK Md 277 vd. gereği tasarrufun iptali davası değil TBK Md 19' a dayalı muvazaa nedenli tasarrufun iptali davası olduğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda İİK Md 277 vd. maddelerinden aykırı düşmeyenlerin kıyasen uygulanmasının talep edildiğini, davanın TBK m.19 gereği muvazaa davası olduğu belirtilerek konuya ilişkin hukuki değerlendirmeler ve emsal kararlara dava dilekçelerinde açıkça yer verdiklerini, bilirkişi raporuna göre davalı T6' ya yapılan devir işlemi yönünden; taşınmazın gerçek değeri ile devir bedeli arasında misliyle fark bulunduğu, yapılan tasarruf işleminin muvazaalı olduğunu ve mutlak olarak iptalinin gerektiğinin tartışılmaz olduğunu, davalı T5 yapılan devir işlemi yönünden ise; taşınmazın gerçek değeri ile devir bedeli arasında misliyle fark bulunmasa da bu devir yönünden...

                  UYAP Entegrasyonu