"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu taşınmazını muvazaalı olarak 28.03.2008 tarihinde annesi davalı ...'e devrettiğini belirterek, bu işlemin iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili, muvazaa iddiasının yersiz olduğunu belirterek, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davalı üçüncü kişinin borçlunun annesi olduğu ve taşınmazın düşük bedel ile alındığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı üçücü kişinin sunduğu banka dekontlarının 24.04.2009 tarihinden başladığı, iptal edilen bononun ise bu tarihten önce 20.01.2009 tarihinde düzenlenmiş olduğu, bu hali banka dökümünün bu borca ilişkin olduğunun kabulünen mümkün bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19. maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1. fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.01.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, diğer davalı ... Gemi Yan. San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin, borçlu şirket hakkında ... (...) .İcra Müdürlüğünün 2013/10105 sayılı takip dosyasından muvazaalı takip yaparak borçlunun mallarını haczettiğini, takibin gerçek bir alacağa dayanmadığı amacın müvekkili alacaklının alacağının tahsiline engel olmak olduğundan davalılar arasındaki takibin iptaline karar verilmesini talip etmiştir....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda: Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davacı; eldeki davada davalıların muvazaalı alacak yaratarak davalı ...'in diğer davalı hakkında icra takibi yapıp başka bir haciz yapmadan maaş haczi yaptığını, kendi hacizlerinin önüne geçtiğini ileri sürüp muvazaalı takibin iptalini ve maaş haczi ile tahsil edilen miktarın davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesini istemiştir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalardan , davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu açık olduğu halde İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın TBK'nın 19. maddesine göre açılan muvazaalı işlemin iptali isteği olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 2. Davacı vekili, borçlu hakkında başlatılan takibi sonuçsuz bırakmak için, davalı borçlu ve üçüncü kişinin anlaşarak İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2013/13620 sayılı icra dosyasından muvazaalı takip yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı üçüncü kişi takibi davacının alacağının doğduğu tarihten sonra 21.11.2013 tarihinde başlatmış, borçlu ödeme emrini 25.11.2013 tarihinde bizzat tebliğ alarak, 03.12.2013 tarihinde icra müdürlüğüne dilekçe vererek, takibin kesinleşmesine muvafakat ettiğini, adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulabileceğini belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu şirket hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu ... plakalı aracı 13.11.2013 tarihinde borçlu şirket yetkilisi ...'ın babası ...'ye sattığını belirterek, muvazaalı işlemin iptalini talep etmiştir. Mahkemenin, verdiği görevsizlik kararı Dairemizin 20.03.2014 tarih 2014/3659 Esas 2014/3866 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma sonrasında davacı tarafından aciz belgesi sunulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir....
Dava TBK’nın 19. maddesine dayalı muvazaalı takibin iptali istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü, danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir. Muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkın zarar gördüğünün benimsenebilmesi için danışıklı işlemde bulunandan bir alacağın olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir. İşlemin danışıklı olduğu kanıtlanırsa davacı, işleme konu edilen maldan alacağını almak için yararlanabilecektir. Davacının bu davadaki amacı, katılma alacağı davasındaki alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olduğunu ileri sürdüğü işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Müdürlüğünün 2012/1269 ve 2012/1270 Esas sayılı takip dosyalarında tüm araçların hem kaydi hem fiili haczinin yapıldığını öğrendiklerini, yapılan satışların muvazaalı olduklarını, bu nedenlerle muvazaalı olarak takibe geçilen ... Müdürlüğünün 2012/1270 sayılı dosyasının muvazaalı olması sebebiyle alacağın muvazaalı olduğunun tespitine ve takibin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen mahkememizin 2013/122 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; asıl dava konusu ile ilgili bu defa ... Müdürlüğünün 2012/1269 sayılı dosyasının muvazaalı olması sebebiyle alacağın muvazaalı olduğunun tespitine ve takibin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, muvazaa iddiasının gerçek olmadığını, müvekkilinin şirketi ile ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını dava konusu 522 ada 5 parsel ile 487 ada 8 parselin muvazalı olarak davalı ...'e devredildiğini, daha sonra 487 ada 8 parseli ...'na onun da davalı ...'e devredildiğini belirterek bu muvazaalı satışların iptalini istemiştir. Davalı ..., haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... ve ..., cevap dilekçesi sunmamıştır....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....