WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davacı ile davalı ...’in 1997 yılında evlendiklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında verilen boşanma kararı ile birlikte, maddi, manevi tazminat ile nafakaya hükmedildiğini ve kararın onandığını, yine davalı aleyhine açılan mal rejiminin sonlandırılması davasında katkı payı alacağının bulunduğunu, davalı ...’in mal kaçırma amaçlı olarak adına kayıtlı taşınmazını diğer davalı ...’e muvazaalı olarak devrettiğini belirterek, muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali ile haciz ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili; aynı konuda aynı taraflar arasında Polatlı 2....

    Davalılardan ..., satış işleminde muvazaa bulunmadığını ve iyi niyetli olduğunu savunarak, dahili davalılardan ... taşınmazı banka kredisi kullanarak ve iyi niyetle satın aldığını, dahili davalı ...n diğer davalıları tanımadığını, taşınmazı üzerindeki ipotek ile birlikte ve ipotek bedelini ödeyerek satın aldığını, davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davaya konu edilen taşınmazın gerçek bedeli ile tapuda gösterilen bedeli arasında fahiş fark bulunmaması ve muvazaa iddiasının kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; dava her ne kadar muvazaalı işlemin iptali olarak açılsa da nitelik olarak tasarrufun iptali davası olduğu, tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için belli şartlar gerektiği, bu şartların borçlular hakkında yapılmış icra takibinin kesinleşmiş olması, iptal konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış bir aciz belgesinin bulunması olduğu, bu şartlar resen değerlendirildiğinde, parsellerdeki hisselerin satışlarının 2007 yılında resmi şekilde yapıldığı, icra takibinin ise 2014 yılında başlatıldığının görüldüğü, satışların icra takibi kesinleşmesinden yaklaşık 7 yıl önce yapılmış olduğu, borçlular hakkında alınmış bir aciz belgesi de bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın TBK.'...

      Somut olayda ise önce tenkis davası açılmış aynı taraflar arasında, aynı taşınmaz hakkında daha sonra açılan muvazaa davası görülmekte iken temliki tasarrufun geçerliliği kabul edilmek suretiyle tenkise hükmedilmiş temyiz itirazı üzerine "murisin davalı tarafından bakılıp gözetildiği, minnet duygusu altında temlikte bulunduğu, miras yoluyla kendisine intikal eden taşınmazları da davacılara verdiği, mahfuz hisseyi ihlal kastının bulunmadığı" gerekçesi ile verilen hüküm bozulmuş bozmaya uyularak verilen davanın reddine ilişkin karar kesinleşmiştir. Açıklandığı üzere tenkis davasında temliki tasarrufun geçerli olduğu, bozmadan sonra tenkise dahi karar verilemeyeceği kabul edilip dava reddedildiğine göre, kesin hükümle belirlenen bu olgu muvazaa davasında tarafları bağlar. Başka bir anlatımla sözleşmenin geçerli olduğuna ilişkin belirlenen bu olgudan sonra temlik tasarrufun geçersizliği ileri sürülemez....

        Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

        Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; davanın muvazaa hukuki sebebinden kaynaklandığını, bu nedenle zamanaşımının söz konusu olamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, muvazaa hukuki sebebine dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. Muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında kıyasen uygulanabilecek nitelikte olan İİK'nin 281 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilebileceği belirtilmiştir....

        Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve dosya kapsamına göre dava B.K.18. maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait olmakla dosyanın anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 3.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava dilekçesinin içeriğine ve mahkemenin nitelendirmesine göre dava B.K.nun 18. maddesine göre açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait olmakla dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 21.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu