"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali (tapu iptali ve tescil) istemine ilişkin olup, olayda icra takibi de bulunmadığından temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 23.2.2004 gün 3 sayılı kararı uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 19.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dava konusu tasarrufun 18.03.2005 tarihinde yapıldığı tasarrufun iptali davasının ise 17.12.2014 tarihinde açıldığı, 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtiği gibi tasarruf borcun doğmundan önce yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda aciz vesikası sunulması dava ön şartı uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen aciz vesikası önşartı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Şti. arasındaki ilişkinin senede bağlandığı bu kapsamda ticari risk kapsamında bulunduğu ve senet borcunun ödenmemesine karşı muvazaa iddiası ile tasarrufun iptali isteminin yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalarından davacı alacağının sonuçsuz bırakılmasına yönelik olarak yapılmış satış işlemlerinin muvazaa nedenine dayalı olarak iptalinin istediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının açtı- ğı alacak davasının sonucunun beklenmesi ve B.K 18. madde kapsamında inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili davalılardan ...’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını; ancak, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazları kardeşi olan diğer davalı ...’a sattığını öne sürerek, yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalı ..., taşınmazları borçlarını ödeyebilmek amacı ile paydaş olan diğer davalıya satış yaptığını, davalı ... ise kardeşi olan borçlunun borçlarını ödemek amacı ile satış yapmasından dolayı taşınmazları satın aldığını, muvazaa bulunmadığını, davanın reddini savunmuşlardır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/48 ESAS NOLU ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Fethiye 3....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17....
Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK'nın 277. ve devamını izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Somut olayda mahkemece davanın İİK 277 ve devamında düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek davalı ... yönünden, borçlunun trafik kazasından 4 gün sonra tüm taşınmazlarını yakın akrabası olan davalıya gerçek değerinin çok altında satması nedeni ile iptali gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı ... yönünden ise davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, BK'nın 18. maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak yapılacak değerlendirmede de davalı ...'...
Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının da borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilir. 5. Eldeki dava; davacıların alacağının Bursa 5....
e düşük bedelden sattığını, satışın muvazaalı olması nedeni ile tasarrufun iptaline, bu olmadığı takdirde müşterek malik sıfatı ile şufa hakkının kullanılarak taşınmazın satış bedelinin depo edilerek taşınmaz hissesinin davacı adına tapuda tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili; davacının şufa hakkı talebi için 3 aylık süreyi geçirdiğini, bu nedenle talebin reddi gerektiğini, tasarrufun iptali yönünden ise satışın mal kaçırma nedenli değil müvekkilin ihtiyacı nedeni ile sattığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili; müvekkilinin taşınmazı iyi niyetli olarak satın aldığını, müvekkilinin diğer davalıyı tanımadığını, satış esnasında tanıştığını ve taşınmazı da ilandan görüp satın aldığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu ve davalılar arasındaki tasarrufun muvazaalı olduğu, İİK'nun 277 vd....