"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanın 1154 ada 453 parsel sayılı taşınmazdaki 77/1310 payını 21.9.1982 tarihinde ve satış suretiyle davalıların miras bırakanı olan oğlu Zekiye temlik ettiğini, ancak yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, çekişmeli taşınmazın alımında ve üzerine konut yapımında emeği olan miras bırakanları ...'nin kök muris ...'nin ihtiyaçları nedeniyle taşınmazı satmak zorunda kalması üzerine bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, taşınmazın belediyece kamulaştırılmasına karar verilmesi nedeniyle muris ...'nin ölümünden 24 yıl sonra ileri sürülen, muvazaa iddialarının yerinde olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, davacı ... bakımından davanın feragat nedeniyle reddine, satış işleminde muvazaa bulunduğu gerekçesiyle 644 ada 16 parselde yer alan 1,2 ve 4 numaralı bağımsız bölümler bakımından pay oranında iptal tescil isteğinin kabulüne, diğer taşınmazlar bakımından gerek hak düşürücü süre dolmuş olduğundan gerekse satış işlemlerinde hile olgusu bulunmadığından iptal tescil isteğinin reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.900.00....
Davalı aşamalarda, satış işleminin geçerli olduğunu, akli melekeleri yerinde olan mirasbırakanın yatalak hasta olmadığını, davanın muvazaa nedeniyle iptal tescil davası olup muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, dava konusu taşınmazları bedellerini ödemek suretiyle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil davası olup, dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu ve mirasbırakandan bir temlik bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Temyiz Nedenleri Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, mirasbırakanın taşınmazı piyasaya olan borçları nedeniyle sattığını, müvekkilinin de 38.500,00 TL bedelle satın aldığını, 9.000,00 TL’sini peşin ödeyip geriye kalan kısmı için bankadan kredi çektiğini, muvazaa şartlarının oluşmadığını ve mirasbırakanın çocuklarının da davalı olarak göstermiş olmasına karşın hüküm kısmında yargılama giderleri ve vekalet ücretinden yalnızca müvekkilinin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir. 3.Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı terekeye iade istemiyle açılan tapu iptal tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
TBK’nın 19. maddesinde “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.” ifadeleri mevcut olup, daha çok sözleşmenin yorumuyla ilgili olduğundan, öğreti ve uygulamada muvazaa kapsamlı olarak incelenmiş ve belirli kurallara bağlanmıştır (Benzer hüküm 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 18. maddesinde de yer almaktaydı.). Gerek öğretide, gerek uygulamada muvazaa, mutlak ve nispi muvazaa olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibarıyla nispi muvazaa türüdür....
nin, 667 Karar sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin KHK'nın 2. maddesi gereğince kapatılan ve malvarlığı Hazineye devredilen kurumlardan olduğunu, terörle bağlantısı nedeniyle kapatılan bu kurumun, maliki bulunduğu dava konusu taşınmazı 02.03.2018 tarihinde Mehmet Tek'e muvazaalı olarak sattığını, muvazaa nedeniyle dava açıldığı sırasında davadan hemen önce taşınmazın Mehmet Tek tarafından kardeşi T4 02.03.2018 tarihinde muvazaalı olarak davalıya devredildiğini, ilk açtıkları davanın pasif husumet nedeniyle reddedildiğini belirterek tapu iptal tescil isteminde bulunmuştur. Bilindiği üzere, bir sözleşmenin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek durumu gizleyerek, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında geçerli olmayan bir hususta anlaşmalarına muvazaa; bu şekilde yapılan işlemlere de, muvazaalı işlemler adı verilir. (HGK’nun, 09.02.2005 gün 2005/1- 19 E, 2005/42 K; 16.6.2010 gün ve 2010/1- 281 E, 2010/323 K.)....
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, dava niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davanın İİK'nın 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulü doğru bulunmamıştır....
Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK’nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin bulunduğu anlaşılmakla, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 gün ve 1 sayılı kararı gereğince temyiz inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 20.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....