Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Dava,muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olmayıp doğrudan tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.5.2011 tarih 1 sayılı kararı uyarınca “Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen tapu iptali ve tescili davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştikten sonra buna bağlı olarak açılan tazminat davaları”nın Yüksek 1. Hukuk Dairesinin görev alanında olduğu kararlaştırılmıştır. Somut olaya gelince, davada tapu iptal ve tescil yönünden bir talep bulunmaksızın tazminat ve ecrimsil isteğine ilişkin açılan davada mahkemece tazminata karar verilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 23.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....

    Gerçekten de dava ileri sürülüş biçimi itibariyle BK'nun 18 (yeni 19) maddesinde belirtilen gelen hükümlere göre açılmış bir dava olup, davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı gibi 29.04.2015 tarihli dilekçesi ile de davanın BK'nun 18.maddesine göre açıldığını belirtmiştir. BK'nun 18.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış hukuksal nitelendirme nedeniyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları İsmail'in kayden maliki olduğu çekişme konusu 163 parsel sayılı taşınmazı damadı olan davalı ...'e satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu taşınmaz kaydına konulan ipotek bedelinin ve mirasbırakanın bir kısım borçlarının kendisi tarafından ödenmesi karşılığında devrin yapıldığını, muvazaa iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İhbar Olunanlar, dava konusu devrin bedeli karşılığında yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

        Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

          sebeple değil, sadece şirket müdürü ile tapu adına kayıtlı olan davalı T5 arasındaki muvazaa nedeniyle incelenmiş olduğundan bu davanın o dava üzerinden kesin hüküm nedeniyle reddinin mümkün olmadığını, bu dava inançlı işlem nedeniyle iade yükümlülüğünü yerine getirmeyen T5 inançlı işlem sebebine dayalı olarak ve ondan bedelsiz olarak bu taşınmazı devralan T3 karşı iki davalı arasındaki muvazaa nedeniyle açıldığını, zaten mahkemece de; gerekçesine yansıdığı şekilde Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/277 E. sayılı dosyasında inanç sözleşmesi yönünden bir inceleme ya da değerlendirme bulunmadığının kabul edildiğini, yine mahkeme gerekçesinde "Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/277 E. sayılı dosyasında muvazaa iddiası üzerinde durulmuş olmasının ve bu dava dosyasında inanç sözleşmesi yönünden bir değerlendirme bulunmamakta ise de muvazaa ve inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil davaların niteliği itibariyle birbirine benzer davalar olduğu bu davalarda önemli olanın tarafların...

          Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Ayrıca, hukuki işlemin taraflarının tümü yönünden muvazaa olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmazın yargılama devam ederken dava dışı Ziya Kınık adına satış yapıldığı anlaşılmaktadır....

            Ayrıca, iptal davası şahsi bir dava olup, İİK m. 284’te belirtilen sürede açılması gerekli olmasına karşın; muvazaa davası ayni bir dava olduğundan, muvazaa kanıtlanırsa dava konusu mal, borçlunun malvarlığından hiç çıkmamış hale gelir. Buna ilaveten muvazaa iddiasının zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebileceği belirtilmelidir. Diğer bir fark da İptal davasında aciz hali (kesin ya da geçici aciz vesikası) aranmasına karşın muvazaa davasında ise borçlunun aciz halinde olması aranmamaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi kural olarak iptal davasına konu edilen tasarruflar, muvazaalı akitlerden farklı olarak hukuken geçerlidir. Başka bir ifade ile muvazaalı akitlerde, görülen akit değil tarafların gerçek iradelerine uygun bulunan akit tarafları bağlayıcı olduğu halde, İcra ve İflas Kanununun 277. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen tasarruflar özel hukuk ilişkisi açısından geçerliliğini korumaktadır....

              Mahkemece muvazaa olgusu sabit bulunarak davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “...tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, mirasbırakan ...’in temlik tarihinde hukuki ehliyeti haiz olup-olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde Adli Tıp raporu ile belirlenmesi, ehliyetsiz olduğu anlaşıldığı takdirde pay oranında iptal-tescil davalarının dinlenemeyeceği gözetilerek davanın reddedilmesi, ehliyetli bulunduğunun saptanması halinde ise sırasıyla hile ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iddiaları bakımından değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                -KARŞI OY- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu 1 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 4 ve 9 nolu bağımsız bölümler yönünden muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar davalıların istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince 1 nolu bağımsız bölüm için feragat nedeniyle davanın reddine; 9 nolu bağımsız bölümün temlikinin ... olması nedeniyle istinaf talebinin reddine, ancak 4 nolu bağımsız bölümün temliki tarihinde davacı ile murisin henüz evli olmadıkları, muris ile davacının tanışıklığının evlilikten 2 yıl öncesine dayandığı dolayısıyla murisin devir tarihinde tanışmadığı davacıdan mal kaçırma amacının olamayacağı gerekçesiyle bu bağımsız bölüm yönünden yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir. Çoğunlukla ayrıldığımız husus 4 nolu bağımsız bölüme ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu