Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/08/2008 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle iptal istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava tarihinin 08.08.2008 olması gerekirken 03.02.2015 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır. Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılardan ...'...

    Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. BK 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için: a) Onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması, b) Bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir....

    D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, B.K'nın 19. ve İİK'nın 283.maddesince muvazaa nedeniyle tapu iptal tescil ve haciz isteme yetkisi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince ara karar ile tedbirin kabulüne ve yapılan itirazın reddine karar verilmDava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi ve açıklamalara göre, davanın niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Uygulamada anılan sözleşmeler gerek özü, gerekse işleyişi açısından, genelde muvazaa, özelde ise nam-ı müstear olarak nitelendirilmektedir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... sonucu...Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 153, 154, 155, 156 ve 157 parsel sayılı 23.000.00, 23.000.00, 23.993.83, 23.000,00 ve 26.056,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırası ile ..., ...ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra 21.12.2009 tarihinde kayden satış nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği, mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği ve muvazaa iddialarına dayanarak tapu iptal ve tescil, bu istemin kabul edilmemesi halinde ise bedele yönelik dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      alınarak davacıya ödenmesine 5- Muvazaa nedeniyle İzmir ili Bornova ilçesi Işıklar Mah 10981 ada 5 nolu parsel zemin+1. kat 6 nolu bağımsız bölüm yönünden 93.750,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davlılardan muris Kemal Usul un veraset ilamındaki hisseleri oranında alınarak davacıya ödenmesine 6- Muvazaa nedeniyle İzmir ili, Foça ilçesi, Kozbeyli Mah. 112 ada 2 nolu parsel yönünden 40.847,25 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan muris Kemal Usul' un veraset ilamındaki hisseleri oranında alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı ...’nin maliki olduğu 289 parsel sayılı taşınmazdaki payını 1961 yılında davalıların murisi Ayşe’ye satış göstermek suretiyle adına tescilini sağladığını, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, muvazaa koşullarının bulunmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazdaki temliki işlem nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Borçlar Kanununun 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil-olmadığında eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece tapu iptal ve tescil davası reddedilmiş, alacak davası kısmen kabul edilmiş, hüküm taraflarca her iki dava yönünden temyiz edilmiş bulunduğundan öncelikle, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.02.06.2014(Pzt.)...

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Muvazaa Nedenli İle Tapu İptal Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından Borçlar Kanunu 19. madde kapsamında muvazaa nedeni ile tapu iptal tescil davası açıldığının, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi kapsamında aile konutuna ilişkin usulune uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığının ve mal rejimi kapsamında doğacak haklara ilişkin açılan muvazaa hukuki nedenine dayalı eldeki davada davacının subjektif hakkının bulunmadığından bahisle usulden red kararı verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın...

            Davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Somut olayda dinlenen davacı tanıkları, davalı ile pay satanların pay bedelinin ödenmesine ilişkin bilgi ve görgüleri bulunmaksızın sadece dava konusu taşınmazın dönüm değerinin ne kadar olabileceği konusunda fikirlerini beyan etmişlerdir. Hükme esas alınan 24.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda çekişme konusu payın değeri dava tarihi itibariyle 191.100,00 TL olarak tespit edilmiş, bu değer önalım bedeli olarak kabul edilerek davacıya depo ettirilmiştir. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Davacı tanıklarının davalı ile pay satanlar arasındaki ilişkiye dair herhangi bir bilgileri olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır....

              UYAP Entegrasyonu