"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı tarafından dava açıldığı sırada yapılan bir icra takibi bulunmamasına, davacı tarafından verilen 25.05.2006 tarihli ıslah dilekçesinde davanın muvazaa nedeniyle yapılan işlemin geçersiz olduğunun tesbitine ilişkin olduğunun bildirilmesine ve mahkemenin tavsifine göre dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp BK.nun 18. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali isteğine ilişkin olduğundan temyiz inceleme yeri Yüksek 4. Hukuk Dairesi olmakla dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 3.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için: a) Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, b) Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, c) İptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, d) Borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, İİK 277 vd. Maddelerine göre borçlu yönünden icra dosyaları için "ayrı ayrı alınmış" bir aciz tutanağı veya haciz tutanağı bulunmayıp tasarrufun iptali talebi yönünden dava şartı oluşmadığından, diğer terditli talep olarak TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak değerlendirme yapılacaktır. Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Asliye Ticaret Mahkemesince ise, "... davacı yüklenici, alt işveren olan davalılardan ... şirketine yapmış olduğu işlerin bedelinin tahsili amacıyla takip başlatmış olup yapmış olduğu takipten hemen önce davalı ... şirketinin aldığı taşınmazı takip sırasında diğer davalıya sattığını ve bu satışın muvazaalı olduğunu iddia ederek alacağını teminini sağlamak için TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle muvazaalı işlemin tespitini ve toplam alacağı kadar haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini, mahkemece muvazaa iddiasının kabul edilmemesi halinde İİK.277 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptali talebinde bulunmuştur. Davada davacı ve davalı ... şirketi arasında eser sözleşmesi yapılmış olup taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/492 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Adana 2....
TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü süre ve zamanaşımı süreleri uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının, dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nın 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu T5 aleyhine Anadolu 18. İcra Müdürlüğü 2015/20358 esas sayılı dosyası ile 14.505,17 TL alacağın, Anadolu 18....
ve taşınmazların kıymet takdiri yapıldığı ancak bedelin alacağın yarısını dahi karşılamadığını, ağabeyinin ölümü nedeniyle de halen satışın gerçekleştirilemediğini, yasal mirasçı konumunda bulunan müvekkilinin murisin çocuk yaştaki oğullarına taşınmazlarını devretmesi sonucu miras konusu mallardan mahrum kalındığını, BK'nın 18. maddesine aykırı olarak iradelerine uygun sözleşmeyi iradelerine aykırı sözleşme ile gizledikleri, muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak taşınmazın tapuda temlikinin yapıldığını ve tescilinin yolsuz olduğunu, tapuda yapılan temlik ve tesciller illi olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da TMK'nın 1025. maddesine göre iptali gerekeceğini belirterek davalılar adına .......
Mahkemece borçlu davalı ile davalı şirket ortakları arasında akrabalık bulunması nedeniyle ... ve ... Madencilik İnş. Nak. ve Dış Tic. Ltd. Şti'ne yönelik davanın kabulüne, bu davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, davacı tarafa 4 ve 9 nolu parseller üzerinde haciz ve satış yetkisi tanınmasına, 7 ve 13 nolu parsellerin elden çıkarılmaları nedeniyle 7 nolu parselin 497.319.00, 13 nolu parselin 59.719.00 TL. gerçek değerleri oranında davalı şirketin sorumlu tutulmasına ve icra dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak kendisinden tahsiline, diğer davalılara ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, tüm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları icra takibine bağlı davalar olup,sonuçta verilen iptal kararı da icra takibindeki miktarla sınırlı tutulmaktadır. Bunun sonucunda da alacağın herhangi bir şekilde ödenmesi halinde davanın konusu kalmamaktadır....
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerindeki alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi gerektiğini beyan ettiğini ve öncelikle İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile müvekkili bakımından davalıların tasarrufun İİK. 277. Ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK. 19. Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, müvekkiline dava konusu taşınmaz Şanlıurfa 3. İcra Müd. 2016/1008 E. Sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine, bu durumda 3....