Hırdavat Tic.Ltd.Şti. ile davalı ... vekili, tarafları ve konusu aynı olan mahkemenin 2010/291 Esas 2010/219 Karar sayılı dosyasından yetkisizlik kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini bu durumda kesin hüküm bulunduğundan bu davanın reddi gerektiğini, ikametgah ve taşınmazın bulunduğu yer itibarıyla Sarayönü Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın yetki itirazı nedeniyle reddi gerektiğini, iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapıldığını, satışların muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, derdestlik nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, HMK'nun 104/1-1 maddesi gereğince davanın derdestlik itirazı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, davalıların alacaklıyı zarara sokmak kaydıyla yaptıkları dava konusu taşınmazın tüm hissesine ilişkin devir işlemlerinin TBK19 ve İİK madde 277 ve devamına ilişkin tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....
Dava; ileri sürülüş biçimine göre İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı taktirde de TBK'nın 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. (Terditli Dava) Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, dava niteliği itibariyle BK.nun 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK.nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davanın İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma imkanı yoktur....
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olmadığını, davalı Mediha tarafından alınıp müvekkili adına tescil edildiğini daha sonra gerçek malik olarak Mediha'ye iade edildiğini, yapılan işlemlerde muvazaa olmadığını belirtmiştir. Mahkemece, toplanan deliller göre, dava konusu taşın- mazın davalı borçlu tarafından diğer davalıya borcun doğu- mundan sonra 25/12/2009 tarihinde, devir tarihi itibariyle rayiç değerinin 78.000,00 TL olduğu halde tapuda çok daha düşük fiyatla 28.000,00 TL'ye devredildiği, bu nedenle yapılan tasarrufun İİK 278/2.maddesi gereğince iptali gerektiği, inançlı işleme dayalı olarak kendi aralarında taşınmaz edinimi sağladıkları hususu dikkate alındığında ayrıca davalıların birbirini tanıdıklarından yapılan tasarruf işleminin aynı zamanda İİK 280/1 madde gereğince de iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayanan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali talebine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.03.2018(Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ..., Yatak ve Mobilya San. AŞ. ve İdaş İstanbul Döşeme San. AŞ. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı yirmialtı adet taşınmaz üzerine davalılar ... Yatak ve Mobilya San. AŞ. ve ...İstanbul Döşeme San. AŞ.'nin borçları nedeniyle davalı ... Tekstil San ve Tic.AŞ.lehine 25.6.2012 tarihinde 3.000.000,00 TL ipotek tesis ettirdiğini belirterek ipotek tesisine ilişkin tasarrufun iptali ile eski hale iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle yetki itirazının kabulünü, tasarrufun yapıldığı tarihte alacaklara karşı borcun doğmuş olması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili, davalı ... ... ....İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı dosyası ile alacaklı olduğunu, söz konusu icra dosyası takip tarihi olan 22/04/2009 tarihinde 267.124,00 TL takip rakamı ile açıldığını, takibin kesinleştiğini, İİK 105/2 madde gereğince icra dosyasındaki haciz tutanakları geçici aciz vesitası hükmünde olduğunu, bu tutanaklar ile İİK madde 105/2 gereği müvekkiline İİK madde 227 gereğince tasarrufun iptali davası açma hakkını verdiğini, müvekkilinin alacağını teminen ilgili dosyadan alınan haciz talimatı ile .......
Yüzeysel olarak bakıldığında, iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki tür davanın güttüğü amaçtan öteye gitmemektedir. Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerinin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür....
Mahkemece davanın muvazaa ile borçlunun alacaklılarını zarara uğratma kastıyla hareket ettiği iddiasıyla tasarrufun iptali davası ve taşınmazın uyuşmazlık konusu olmadığı, tasarrufun iptali davasının amacının tasarrufun paraya çevrilmesi suretiyle alacağın tazmin edilmesi olduğu değerlendirilerek tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu hali ile davacının istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, incelemeye konu tedbire ilişkin davanın hem aile konutu hukuksal nedenine dayalı (TMK,194) hem de muvazaa hukuksal nedenine dayalı (TBK,19) tapu iptal ve tescil davası olduğu hususu da gözetilerek davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi ve verilecek karar gerekçesinin karışıklığa mahal vermemek için hangi hukuksal sebebe dayandığının denetime açık olacak şekilde gerekçelendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....