Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kat 12- 13 nolu bağımsız bölüm de kayıtlı taşınmazdaki davalı Salih Alan 'a yapılan 13/09/2018 tarihli satışların muvazaa sebebi ile iptaline, olmazsa İİK 277 ve devam eden maddelerine göre tasarrufun iptaline ve tapu kaydının tashihine gerek olmaksızın tarafımıza haciz ve satış yetkisi verilmesini istemi, tapunun Aydın ili Söke ilçesi Çeltikçi Mah. 264 ada 2 parsel 4. Blok zemin kat 1 nolu bağımsız bölüm de kayıtlı taşınmazın davalı Salih Alan'a Davut Bulut mirasçıları tarafından yapılan 08/10/2018 tarihli 3/4 hissenin ve 18/10/2018 tarihli 1/4 hisseye ilişkin satışların muvazaa sebebi ile iptaline olmazsa İ.İ.K. 277 ve devam eden maddelerine göre tasarrufun iptaline ve tapu kaydının tashihine gerek olmaksızın tarafına haciz ve satış yetkisi verilmesinin istemine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/1 esas sayılı tapu iptali ve tescili davasını bu kadın aleyhine açtığını, dava açtıktan sonra kadının bu gayrimenkulü muvazaalı olarak yeğeni davalı Murat Yığci'ye devrettiğini, yapılan bu devrin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Dosyanın ilk tevzi edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle dosyayı dairemize göndermiştir. Oysa davacı ve davalı arasında bir ödünç sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar da böyle bir iddiada bulunmamaktadır. Davacının talebi muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasıdır. 8. Hukuk Dairesinin iş bölümünün 3.bendi " TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklinde olup genel muvazaa nedeniyle açılan davalar sonucu verilen kararların istinaf incelemesi görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. 9. ve 40....

Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, alacak sabit olmadığından ve aciz belgesi verilmediğinden istem reddedilmiş; karar, davacı ve davalılar tarafından temyiz olunmuştur....

    İcra Müdürlüğünün 2020/3430 sayılı takip dosyası kapsamında; a- Davalılar T3 ile T4 arasındaki İzmir İli, Torbalı İlçesi, Türkmen Mahallesi, 1095 parsel de kayıtlı tarla nitelikli taşınmazın 1/8 hissesinin 23/08/2016 tarih 15300 yevmiye nolu satış ve devir niteliğindeki işlemin / tasarrufun İİK 277. vd. Maddeleri ve TBK 19. Maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle iptaline, b- Davalılar T3 ile T4 arasındaki İzmir İli, Torbalı İlçesi, Türkmen Mahallesi, 1186 parsel de kayıtlı tarla nitelikli taşınmazın 1/8 hissesinin 23/08/2016 tarih 15300 yevmiye nolu satış ve devir niteliğindeki işlemin / tasarrufun İİK 277 vd.maddeleri ile TBK 19. Maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle iptaline, C- Dava konusu taşınmazlardaki payların dava dışı 3. Kişilere satılmış olduğu tapu kayıtlarından anlaşılmakla davacının bedele dönüştürme talebine ilişkin davasının kabulüyle; İzmir 15....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/11909 E. sayılı dosyaları ile davalı borçlu T5 aleyhine icra takipleri başlattığını, bu icra dosyalarında toplam alacak tutarlarının takip çıktısının 208.778,75 TL olduğunu, davalıların bilerek ve isteyerek birlikte hareket ettiklerini, Davalı T3'ın, borçlu davalı T5'un ekonomik durumunu gayet iyi bildiğini,İİK m.277 vd maddelerinde yer alan tasarrufun iptali talebi ile mahkemeye müracaat zorunluluğu doğduğunu, İş bu davadaki iddialarının Borçlar Kanunu md. 19 da düzenlenen muvazaa iddiasına dayandığını, muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasında normal tasarrufun iptali davasından farklı olarak zarar gören tüm ilgililere dava hakkı tanındığını, yasa hükmü ve bu yönde yerleşmiş Yargıtay İçtihatları uyarınca da; “açılan bir dava sonucu hak kazanacağı alacaklarını alabilmeye yönelik muvazaa nedeniyle iptal davası açılabileceğini, bu davayı açmakta hukuki yarar bulunduğu ve davacı sıfatının bulunduğu” hüküm altına alındığını, davalılar muvazaa ile hareket ettiklerinden...

    Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp muvazaa nedeniyle araç satışının iptali isteğine ilişkin olmakla hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 9.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava, İİK 277. ve devamı maddelerine ayrıca TBK 19. maddesine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

      Diğer bir anlatımla, tasarrufun iptali davalarında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, cebri icra yetkisi talep edilen taşınmazların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Nitekim muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında kıyasen uygulanabilecek nitelikte olan İİK'nin 281 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilebileceği belirtilmiştir....

      Yine, TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaz. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve bu yönüyle hak düşürücü süre hükümleri eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın sadece AATUHK’nun m.24 maddesi anlamında tasarrufun iptali davası gibi değerlendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın TBK 19. maddesi anlamında satış işleminin iptali davası olduğu göz önüne alınarak işin esasına girilmesi ve taraf delilleri değerlendirilerek karar verilmesinden ibarettir....

      UYAP Entegrasyonu