Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine Dayalı Tasarrufun İptali KARAR : İzmir 3....

Hükümleri gereğince tasarrufun iptali davası açılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir....

Davacı dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davasının; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu belirtmiş, terditli olarak TBK 19. maddesine dayalı iptal talep ettiğini belirtmemiş ve bununla alakalı dosya kapsamında yapılan bir tam ıslah da bulunmamış olmakla, mahkemece tensip tutanağının da İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının yargılama usulü olan basit yargılama usulüne göre hazırlanıp, bu usulün yargılama boyunca uygulandığı, gerekçe içeriğinde de davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olduğu belirtilmesine rağmen, ön koşulların incelenmesinde TBK 19. Maddeye dayalı iptal davalarına özgü koşulların incelendiği, neticeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

Dava İİK'nun 277 ve devamı ve TBK 19.maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu nedenle davanın kabulü halinde davacı alacaklıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak, o mal üzerinde haciz ve satış istemi yetkisinin verilmesi gerekir. Bu tür davalarda dava değerini, takip konusu alacak ile iptali istenilen tasarruf konusu malın değerinden hangisi az ise o değer oluşturur.Dava değeri ise yargılama sonunda hükmedilecek harç, vekalet ücreti gibi yargılama giderlerinin hesabında matrah olarak esas alınır....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/10/2020 Tarihli Ara Karar NUMARASI : 2020/113 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, TBK'nın 19. maddesindeki muvazaa hukuksal olgusuna dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muvazaa hukuksal olgusuna dayalı olarak davalı (borçlu) T3 tarafından, diğer davalı T5 devredilen 34 XX 650 ve 34 XX 887 plakalı araçların trafik kaydının iptali ile davalı T3 adına tesciline ve araçların trafik kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 14/09/2020 tarihli ara kararı ile, "Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 2.000,00 TL teminat yatırıldığında belirtilen araçlar üzerine ihtiyati tedbir şerhinin konulmasına" karar verilmiştir....

Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının da borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilir. 5. Eldeki dava; davacıların alacağının Bursa 5....

    Maddesinde ilk işlemden kaldırma sonrasında alınması gerekli olan harçların yazıldığı ve davacı vekiline de 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde harçların yatırılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağının ihtar edildiği ve ihtarın tebliğ suretiyle yapılmasına rağmen ilgili ara kararda belirtilen harçların da davacı tarafça süresinde yatırılmadığı anlaşıldığından her iki sebeple davanın açılmamış sayılmasına" karar verildiğini, davanın basit yargılama usulüne tabi olması ve ilgili kanun maddesi gereğince en fazla bir kez takipsiz bırakılabileceğine ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, hem İİK 277 göre tasarrufun iptali hem de TBK madde 19 a göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali talebiyle terditli olarak açıldığını, davacı- alacaklıya İİK. m. 277 vd. göre tanınmış olan ‘tasarrufun iptali davası’ açma hakkı, alacaklının genel hükümlere (TBK m.19) göre ‘muvazaa nedenine dayalı’ tasarrufun iptali davası açmasına engel teşkil etmediğinden müvekkilinin de bu...

    Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Davalı T4 tarafından gerçekleştirilen usulsüz işlemlerle ilgili araştırma yapılmadığı, davalı T4 tarafından gerçekleştirilen usulsüz işlemler neticesinde elde edilen paralar ile 15/05/2017 tarihinde edinilen ve 27/11/2017 tarihinde diğer davalı T3 devredilen dava konusu Kırklareli ili, Lüleburgaz ilçesi, Ceylanköy köyü, 1551 parselde kain 1400 m2 yüzölçümlü tarla nitelikli taşınmazın TBK'nın 19. maddesi hükmü uyarınca muvazaa nedeniyle iptale tabi olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      Davacılar, davalı ... hakkında murislerini kasten öldürmek ve davacı ...’ı yaralamak suçlarından kamu davası açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, davalı aleyhinde maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını, bu davanın açılmasından sonra davalı ...’in maliki bulunduğu taşınmazını diğer davalı akrabasına tapuda satış göstererek kendilerinden mal kaçırmak amacı ile devir ettiğini iddia ederek muvazaa nedeni ile tasarrufun iptaline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın usul ve esas yönden reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alacağın kesinleşmesi ve icra takibine konu edilmesi gerektiği, icra takibinin varlığının davanın ön koşulu olduğu, bu aşamada eldeki davanın açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 818 sayılı Borçlar Kanunu 18. maddesine dayalı olarak açılan, muvazaa iddiasına dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

        UYAP Entegrasyonu