Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2020/220 ESAS DAVA KONUSU : Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil, olmazsa Tasarrufun İptali ve Cebri İcra Yetkisi Tanınması KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan Oktay'dan alacaklı olduğunu, davalı Oktay'ın, hakkındaki icra takibini sonuçsuz bırakmak amacıyla dava konusu taşınmazı üzerine almadığını ve diğer davalılar arasında muvazaalı olarak taşınmazın el değiştirdiğini ileri sürerek yoksuz muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescile, bu talepleri yerinde görülmezse tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesine ve tedbire yönelik karar verilmesini talep etmiştir....

Davalılar vekili, davacının husumet ehliyetinin bulunmadığını, kardeşler arasında yapılan tasarrufun tek başına muvazaa sebebi oluşturmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davacı tarafın talebinin yerinde olmadığı, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davacının, tapusunun iptalini talep ettiği taşınmazların maliki, mirasçısı ve alanı/satanı olmadığı, bu itibarla aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur....

    Maddeleri uyarınca davanın açıldığını, iki Kanun maddesine de dilekçede yer verildiğini ve ikisine dayalı olarak davanın açıldığının belirtildiğini, ancak TBK m. 19 'a dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılması ile İİK m.277 vd. dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılması arasında hukuki olarak ortaya çıkacak farklar mevcut olduğundan aynı dava dilekçesinde iki kanun maddesine de yer verilerek tasarrufun iptalinin talep edilemeyeceğini, iki kanun hükmüne dayalı olarak açılabilecek davaların doğuracağı sonuçların , dava şartları, hak düşürücü süreleri birbirinden tamamen faklı olduğunu, davacı tarafından açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından açılan dava eğer ki sadece İİK M. 277 vd. uyarınca açılmış olduğundan bahisle iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düştüğünü, eldeki davada beş senelik hak düşürücü sürenin dolduğunu, İİK m. 277 vd. uyarınca tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alacaklının elinde muvakkat...

    (Yargıtay 17 hukuk 2016/20288E 2018/7261K, 2019/2738E-2020/5058K) Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davalarında ise yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır.Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2020/180 ESAS, 2021/364 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK. 19. Maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

    Mahkemece, davanın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin olduğu, anılan Yasanın 277.maddesine göre tasarrufun iptali davaları elinde muvakkat (madde 105/2) yahut kati (madde 105/1,143) aciz vesikası bulunan alacaklı tarafından açılabileceği, somut olayda borçlular hakkında düzenlenmiş bir kesin ya da muvakkat aciz vesikası olmadığı gibi hali hazırda davacı tarafından başlatılmış bir ... takibi de bulunmadığı, davacının yapacağı iş, konu ettiği alacağının tahsili amacıyla ... takibine girişmek ve ... takibinde borçluların aciz içinde olduğu anlaşılırsa ve İİK madde 277 deki şartlar oluşursa, o halde tasarrufun iptali davası açması gerektiği, davacının tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir....

      Ancak; Her ne kadar dava dilekçesinin talep sonucunda İİK'nin 277. ve devamı maddelerine dayanılmış ise de; davanın konusu olarak, "muvazaa nedeniyle TBK 19. maddesi ile İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali " gösterildiği gibi, dava dilekçesi içeriğinde satış işlemlerinin danışıklı olduğu iddiasının da ileri sürüldüğü anlaşıldığından davanın terditli, yani kademeli olarak açıldığı kabul edilmelidir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların yalnızca icra takibine konu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. TBK'nın 19. maddesine göre, 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir....

      Davalı T4 vekilinin istinaf sebepleri; Müvekkili hakkında aciz durumunun gerçekleşmediği, müvekkili adına araç kaydı bulunduğu, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, icra takip tarihi ile satış tarihi dikkate alındığında muvazaa hususunun söz konusu olmadığı, bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte olmadığı hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme sonunda; Elde ki dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile BK'nın 19.maddesine dayanan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/05/2022 NUMARASI : 2021/310 ESAS 2022/184 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19 ve İİK 277 ve Devamı Maddelerine Dayalı) KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava dilekçesinin ve dosyaya sunulan delillerin eksik değerlendirildiğini, Dava dilekçesinin konu bölümünde; davada TBK 19 ve kıyasen İİK 280. maddesi gereğince tasarrufun iptali ve gayrimenkul üzerinde cebri icra yetkisi verilmesinin talep edildiğini, Yerel Mahkemenin huzurdaki davayı yalnızca İİK 280 yönünden inceleyip TBK 19 uyarınca muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali talebini dikkate almadığını, Dava dilekçesinin "konu" bölümünde açıkça; "...BK md. 19 ve İİK md. 280 gereğince tasarrufun iptalini" talep ettiğinin yer aldığını, dilekçe içeriğinden de davalılar arasındaki işlemlerin muvazaaya dayandığının defalarca açıklandığını, TBK 19 uyarınca açılan muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı olmadığı gibi, aciz vesikası ve tasarruf tarihinin de bir önemi bulunmadığını...

      UYAP Entegrasyonu