Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

şirketine devir edildiği,1 numaralı işyerinin borçlu şirket adına tahsisli olması ve borçlu şirket tarafından da yapılan tahsis hakkı devri olması sebebiyle ; işyeri tahsisinin devri işlemi açısından İİK Mad 277 vd, hükümlerinin tatbik edilmesinin mümkün olduğu, ancak davacının zamanaşımı süresini gözeterek tasarrufun iptali davasının ıslah etti, davacının ıslah dilekçesi ile talep ettiği, TBK Mad. 19 ve TBK mad.202 konulu istemlerin de ; davacının TBK Mad.19 gereğince muvazaa iddiasına dayalı olarak bir istemde bulunduğunu ifade etmesine rağmen, dava dilekçesinde ve sonraki beyanlarında aslında isletmenin devir işlemi yapan borçlu şirket tarafından sevk- idare edildiğine yönelik mutlak muvazaa beyanında bulunmadığı, buna dair herhangi bir belge ibraz etmediği veya delil sunmadığı, mahkemece muvazaa iddiasının alacaklı davacılar tarafından ispat edildiği kanaatinde olursa ; bu durumda tahsil yönünde bir karar değil borçlu ....Ltd. Şti. tarafından ... ve ......

    Mahkemece; davacının dilekçesinde tasarrufun iptali, tespit, tahsil ve tazmin talep ettiği Mahkemenin bu konuda karar vermeye yetkili ve görevli olmadığı davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine,istem halinde dosyanın görevli Sincan Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nin 97/17. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı olarak doğrudan açılan tasarrufun iptali davaları genel mahkemelerde görülür. (İİK mad.281) Ancak, üçüncü kişi hacze dayalı istihkak davası açmışsa (İİK mad.97/6-9) davalı takip alacaklısı geçici veya kesin aciz belgesi sunmak zorunda olmaksızın, bu davaya karşılık tasarrufun iptali davası açabilir....

      Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda aciz vesikası sunulması dava ön şartı uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen aciz vesikası önşartı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

      Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı ve hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanmayacağı gözönüne alınarak, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı ...’in alacağı 15.08.2003 tarihinde doğmuş davaya konu tasarruf ise 02.12.2003 tarihinde yapılmıştır. Tasarrufun tarafı olan davalılar tasarruf tarihinde karı kocadır. İİK'nun 280/2 maddesinde borçlunun karı veya kocasının borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiği, bu durumun aksini 3. şahsın kanıtlaması gerektiği öngörülmüştür. Davalı 3. kişi Mehri borçlu davalı ...’ın aciz halini ve alacaklısından mal kaçırma amacını bilebilecek en yakın kişidir. Davalılar tapudaki devir işleminin boşanmaya ... göstermesi karşılığında Mehri’ye devredildiğini savunmuş iseler de bu savunmalarını kanıtlayacak resmi veya yazılı belgede sunamamışlardır. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddi doğru görülmemiştir....

        Davalı Gülistan vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyanın dava ön şartı olan aciz belgesi alınmadan açılması nedeniyle usulen reddinin gerektiğini, müvekkilinin iyiniyetle ve tapuya güven ilkesi gereğince satıcıdan 13/10/2016 tarihinde davaya konu gayrimenkulü gerçek değerinde satın aldığını, söz konusu borcun doğumundan önce gerçekleştirilen devir işleminin tasarrufun iptali davasına konu olmaması gerektiğini ve bu nedenle ikame edilen davada İİK 277 vd. maddelerinde düzenlenen Tasarrufun İptali Davasının şartlarının oluşmadığını, bu nedenlerle müvekkili hakkında açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

        Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, BK. 18.maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak her zaman dava açabileceğine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve Aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 12.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2021/23 ESAS, 2022/363 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı, TBK 19) KARAR : Tokat 1....

          Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindr. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 30.3.2012 ve 25.6.2014 tarihli haciz tutanaklarının İİK'nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olmasına, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun 280/1, mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK'nun 279/2 maddesi gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise aciz belgesindeki miktar) iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanır.Somut olayda iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri olan...

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/2086 esas sayılı dosyası ile ecrimisil ve tahliye davası açtıklarını, bu sırada diğer davalı ... tarafından 11/12/2007 düzenlenme, 28/12/2007 vade tarihli 80.000 TL. bedelli senet nedeniyle borçlu ... hakkında icra takibine başlandığını, borçlunun herhangi bir mal varlığına ulaşılmadığından bahisle davalı ... tarafından borcuna karşılık davacıya devredilen daire için tasarrufun iptali davası açıldığını öğrendiğini, kendisine devredilen bu daireye dair tasarrufun iptalinin davalılar arasında muvazaalı borçlandırma işlemi yapılarak ve kaynağı belli olmayan bir bono karşılığında başlatılan icra takibi ile sağlandığı iddiasıyla bonoya dayalı borç verme işleminin muvazaalı olduğunun tespitine ve işlemin iptaline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından muvazaalı yapıldığı iddia edilen ve dosyamız davalısı olan... tarafından dosyamız davalısı ... ve davacısı ... aleyhine Bakırköy 12....

              UYAP Entegrasyonu