WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın muvazaa hukuki nedenine dayalı olarak açıldığının ve muvazaanın kanıtlanamadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu kabulü talep şekline ve dosyadaki bilgi ve belgelere uygun düşmemektedir. Dava İİK'nun 277. ve müteakip maddelerindeki hukuki nedene dayalı olarak açılmıştır. Bu durumda davanın yasa hükümleri kapsamında incelenip sonuçlanması gerekirdi. Taşınmaz borçlu ... tarafından 3. kişi ...'a üzerindeki hacizlerle birlikte satılmıştır. Bu durumda satış bedeli satış tarihindeki gerçek değerin karşılaştırılması ve İİK'nun 278/2 maddesi gözönünde bulundurularak davanın subuta erip ermediği değerlendirilmeliydi. Açıklanan nedenlerle mahkemenin gerekçesine katılmak mümkün değildir. Ne var ki, üzerindeki hacizle beraber satılan taşınmaz aynı haciz nedeniyle takip alacaklılsı tarafından sattırılmış ve davalı 3. şahıs ...'ın taşınmaz malikliği sıfatı sona ermiştir....

    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, borçlu ... hakkında icra takibi başlattığını yapılan hacizlerin borcunu karşılar nitelikte olmadığını borçlunun aktifini azaltmak için bedeli kendisi tarafından karşılanmak üzere eşi diğer davalı ... adına taşınmaz satın aldığı iddiasıyla tapu kaydının (tasarrufun) iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İ.İ.Y'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde muvazaa, namı müstear gibi nedenlere dayanılmış isede hukuki tavsifi yapmak görevi mahkemeye aittir....

      İcra Müdürlüğünün 2020/183 Esas sayılı dosyası ile BLC Tıp Sağlık ve senetteki diğer borçlular aleyhine icra takibi başlattığını, ancak davalı T3'ün senedi ciro ile devretmesine rağmen söz konusu icra takibinde borçlular arasında T3'ün bulunmadığını, baba oğul arasında yapılan bu işlemin muvazaalı olduğunu beyan ederek davalılar arasındaki muvazaalı tasarrufun İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale tabi olduğunun tespitine, davalılar arasında alacaklıları zarara uğratmak ve mal kaçırma amacına yönelik olarak gerçekleştirilen senet devrinin muvazaalı olması nedeniyle İİK. 270- 283 maddeler ile tasarrufun iptaline, Konya 3....

      Maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresinin uygulanmadığı ve İİK'nın 277 vd. Maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesinin muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmadığı açıktır. Dava, TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğini ilişkin olmayıp, B.K. 18.maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Bu nedenle hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait olmakla dava dosyasının anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 21.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 18. maddesinde düzenlenen muvazaaya dayalı iptal davaları ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 vd. maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davaları ile ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır. 16. Mülga Borçlar Kanunu’nun (BK’nın) 18. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi) maddesinde; “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir. 17....

          Davacı vekilinin dava dilekçelerindeki açıklamalarına ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, TBK'nın 19. maddesinde öngörülen genel muvazaa hukuksal sebebine dayalı olarak iptal talebinde bulunulduğu görülmektedir. İhtiyati tedbire ilişkin dosyada karar veren İstanbul BAM 9 HD 2018/3528-2018/1340 E.K. sayılı kararında da dava, bu şekilde nitelendirilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde öngörülen muvazaa hukuksal sebebine dayalı tasarrufun iptali davasında, davacının bu davadaki amacı, alacağının tahsili amacıyla danışıklı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Bu dava, borçlunun yaptığı tasarrufun gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespitini amaçlar. Muvazaa nedenine dayalı açılan davalarda aciz vesikası aranmaz, hak düşürücü süre de söz konusu değildir. Davanın kanıtlanması durumunda tapu iptal tescil talebinde bulunulsa dahi, kıyasen İİK 283. maddesi doğrultusunda karar verilir....

            Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

            İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu