hisse devirlerinin yapılmaması neticesinde 29.10.2010 tarihinde yazılı bir şekilde davalıdan on beş gün içerisinde hisse devirlerinin gerçekleştirilmesini aksi halde ödemiş olduğu 256.750,00 TL’nin geri ödenmesini talep ettiğini, mağdur olan müvekkilinin duyduğu şüphe karşısında 05.12.2012 tarihinde Rize 3....
Dava, TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları, İİK ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda kıyasen İİK'nın 281/2 maddesi uygulanır. İİK'nın 281/2. maddesinde "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir olunur. Şu kadar ki, davanın, elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez" hükmü yer almaktadır....
Tic AŞ. unvanlı şirketlerin pay defterlerindeki ortaklık durumuna ilişkin kayıtların hisse devirlerinin geçersiz olduğuna yönelik varılacak tespit kararı sonucuna göre düzeltilmesine karar verilmesini,'' talep etmiştir.674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin "Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye" başlıklı 19....
Görüldüğü üzere, üçüncü kişinin gerek muvazaa nedeniyle iptal davası açılabilmesi ve gerekse kesin hükümsüzlük davası açabilmesi için bu davaları açmakta bir menfaatinin bulunması gerekir. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin edinilmiş mallara değer olarak eklenip eklenmeyeceği hususu mal rejiminin tasfiyesi davasında değerlendirilecek olması nedeniyle, davacının eldeki davada ayrıca hisse devir sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeniyle butlanını istemesinde de hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK'nın 355....
na ait hisselerin devri işlemlerini geçersiz olduğunu tespitini ve hisse devirlerinin iptaline şirket hisse senetlerinin davacıya ait olduğunun tespiti ve başlangıçtaki payı nedeniyle miras dolayısıyla intikal edecek payın davacı adına tescilini, davacıya ait hisse payının tespiti ve tescili halinde hissedar davacının yokluğunda gerçekleşen davalı şirketin tüm genel kurul kararlarının iptalini, davacının hisse payının mevcudiyeti yönünde kanaat oluşur ise ödenmeyen kar payları için şimdilik 500,00 TL'nin davalı şirketten alınarak ticari faiziyle birlikte davacıya ödenmesine bu hususların tespiti halinde davalı şirkete kayyum atanmasına asıl talepleri kabul edilmez ise terdipli olarak davacıya ait olup devredildiği iddia olunan hisselerin ödenmeyen devir bedelinden şimdilik 500,00 TL'nin davalı ......
Noterliğinin 03/08/2015 tarih ..... numaralı pay devir sözleşmesi ile devrettiği, pay devirlerinin davalı şirketin pay defterine de kaydedildiğini, ancak davalı tarafın Ticaret Sicil Müdürlüğünde bu hisse devirlerinin tescil ve ilan işlemlerini yaptırmadıklarından halen şirkette ortak gözüktüklerinden bahisle davalı şirketteki hisselerini devrettiklerinin tespiti ile ticaret sicilinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ettikleri görülmektedir. Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicil kayıtları celp olunmuş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen ticaret sicil kayıtlarından davacı ...'ın 160.800,00 TL sermaye ile ve davacı ...'in 79.200,00 TL sermaye ile halen davalı şirkette ortak göründükleri anlaşılmıştır. Mahkememizce Bakırköy ...... Noterliğinin 03/08/2015 tarih ....... ve ....... yevmiye sayılı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmeleri suretleri ilgili noterlikten celp olunmuş ve incelenmesinde; davacı ...'...
Dava dilekçesine ve davanın ileri sürülüş şekline bakıldığında eldeki dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ: 21/09/2023 NUMARASI: 2022/135 2023/176 DAVANIN KONUSU:Şirkete ait marka devirlerinin iptali Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacıların ortağı oldukları şirkete ait marka devirlerinin iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, ''...davacı ve davalı şirket hissedarı olarak şirket markasının devirinin iptali davasında taraf olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olduğu, buna göre görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine...'' denilmek suretiye görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul Anadolu 10....
sadece genel kurul iptaline ilişkin düzenlemeler bulunduğunu, davacının 2006 yılından bu yana çağrılı yapılan hiçbir toplantıya katılmadığını, hisse devirlerinin görüşülmesine ilişkin toplantıya davacının tahütlü mektupla davet edildiğini ve toplantıya çağrı ilanının ticaret sicil gazetesinin 10.04.2013 tarihli sayısında yayınlanmasına rağmen davacının toplantıya katılmadığını, davacının hisse devrinin görüşüldüğü 26.04.2013 tarihli toplantıya katılarak muhalefet şerhini yazdırmaması nedeniyle davanın süresinde açılmadığını, davacının ortaklıktan çıkma davası açması nedeniyle aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi için davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili " yaklaşık ispatın niteliği itibarı ile dava olmayan, mahkemeden bir takım usuli taleplerin kabul edilmesinde incelenmesi gereken maddi şartların ispatında kullanılan bir yöntem olduğu, yaklaşık ispat kurallarına göre, hem davacı-alacaklının alacağının varlığına ve miktarına ve hem de özellikle dava konusu tasarrufun iptali gereken bir tasarruf olduğuna kanaat getirmiş olması gerektiğini, dilekçesinde saydığı örnekler gibi borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişi arasında ticari ilişki, iş arkadaşlığı, iş ortaklığı bulunması gibi durumlarda yargılama sonucunda mahkemece tasarrufun iptaline karar verileceğinden dilekçesinde saydığı durumlarda durumlarda, davacı-alacaklının ihtiyati haciz talebinin kabulünün yerine getirilmesi gerektiği kaanatinde olduklarını, görülmekte olan davanın TBK 19. maddesine dayalı olarak yani muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali Davası olup; her zaman açılabileceği, muvazaa iddialarında hak düşürücü...