Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki sözlü açıklamaya göre dava, niteliği itibariyle BK.nun 18.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki tür davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİY.nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası, borçlunun yaptığı tasarrufu işlemin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak, muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler (olayımızda davacı) tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3. kişinin zararlandırılması, ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğindedir....
İİK'nin 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının bulunması davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nin 283 üncü maddesinin 1 inci fıkrası kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. TBK'nin 19 uncu maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında; hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nin 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan icra takibine geçilmesi ve aciz belgesi alınması koşulu muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz....
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacılar ile davalının iştirak halinde malik oldukları ve davacıların babasının adına kayıtlı taşınmazın babalarının sağlığında 2.eşi olan davalıya muvazaaya dayalı satış yapması nedeniyle Ulubey Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptal-tescil davası sonucunda tapu kaydının muris muvazaası nedeniyle iptaline, davacıların veraset ilamındaki paylarına göre tesciline karar verildiğini belirterek, murisin vefat ettiği 6.1.2005 tarihinden dava tarihi 3.6.2008 tarihine kadar 2.500 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, tapu iptal-tescil davasının kesinleşmesinden sonra taşınmazın tahliye edildiğini beyan etmiştir....
Aile Mahkemesi ise, davanın muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, davacının davalılardan ... ile halen evli olduğu, boşanma davası açılmadan 3 yıl önce tarafların ev satın aldığını,ancak boşanma davası açıldıktan sonra davalı ...'ın mal kaçırmak kastıyla taşınmazı davalının annesi olan Mesrure Yıldırım'a sattığı iddisıyla taşınmazın satışının iptali ile davalı ... adına tesciline,bunun mümkün olmaması halinde 230.000,00 TL bedelin davalı ...'tan tahsilini istemiştir..Dava mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan bir dava olmayıp, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davasıdır. Bu durumda, en uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Mahkemece muvazaa nedeniyle iptal davalarının genel yetki kuralına tabi olduğu, HMK'nun 6.maddesi uyarınca davaya davalıların ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olan.... Mahkemelerinde bakılması gerektiğinden bahisle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 10.3.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Öte yandan, 1.4.1974 gün ve ½ sayılı İBK’nda sözü edilen muvazaa sebebine dayanan iptal davaları bir süreye tabi değildir. Muvazaa iddiaları zamanaşımına uğramaz. “...Muvazaa iddiasına dayalı davaların da zamanaşımına ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği yargısal uygulamayla benimsenmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 22.6.1983 gün ve 479/719 sayılı kararında da belirtildiği üzere muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zamanın geçmesi ile görünürdeki işlemin geçerli hale gelemeyeceği kuşkusuz bulunduğundan, muvazaa iddiası her zaman ileri sürülebilir. Bu nedenle muvazaa iddialarında zamanaşımı kabul edilmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalı borçlu ...’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 30.10.2007 tarihinde akrabası dava dışı ....’na, onun da 8.5.2009 tarihinde borçlunun kardeşi davalı ...’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiş 11.2.2014 tarihli dilekçesi ile dava sebebini TBK’nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak ıslah ettiklerini belirterek İİK7nun 283/1 maddenin kıyasen uygulanmasını talep etmiştir. Davalı borçlu ... savunma yapmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; bir davada taraflarca öne sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak HUMK'nın 76. maddesi (HMK md. 33) gereğince hakimin doğrudan görevi olduğu,dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, davanın niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu, yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmediği, davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olup, İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya...
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olduğu bu nedenle ispat yükünün davalı alacaklı ...’a ait olduğu, davalı alacaklının aralarındaki borç ilişkisinin kaynağını tam olarak açıklayamadığı, alacağını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılardan ... temyiz etmiştir. Dava muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İİK'nın 83/2. maddesinde, borçlunun maaşının üzerinde birden fazla haciz söz konusu olması halinde, haciz tarihi önde olan alacak bitmedikçe sonraki haciz alacaklısına ödeme yapılamayacağı belirtilmiştir. Borçlunun maaşına yazılan haciz yazılarının sıraya konularak bu sıra ile ödeme yapılması, İİK'nın 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde değildir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....