Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava ,davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali olmadığı takdirde TBK 19 maddesi gereği muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali talebidir. Mahkemece ; davacının davasının kısmen kabulü ile; Fen-İş T4 T3 arasındaki dava konusu hisselerin devrine ilişkin 05/10/2012 tasarrufun Tunceli İcra Müdürlüğü'nün 2012/1040 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla TBK 19. madde gereğince muvazaa nedeniyle iptaline ve davacıya dava konusu hisseler üzerinde Ccebri icra yetkisi verilmesine, Fen-İş T4 davalı Cenk Ali YAŞAR'a devrine ilişkin bir tasarruf bulunmadığından bu husustaki talebin reddine, karar verildiği kararın davalılar T3 ve Fen-T4 ve Ticaret Ltd. Şti. vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı taraf Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/151 E....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/440 esas sayılı dosyasına konu kararın haksız ve hukuka aykırı oluşu hem de her davanın ayrı ayrı değerlendirilerek karara bağlanması gerektiğinden, mahkemenin davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, özellikle tasarrufun iptali davasında BK'un 19.maddesindeki muvazaa unsurunun bulunup bulunmadığının resen incelenmesi, olaya uygunluğunun denetlenmesi yerleşik yargı kararlarının bir uygulaması olup, gelinen aşamada tasarruf işleminin BK.nun 19. maddesi uyarınca yerindeliği incelenip tartışılıp karar verilmesi gerekirken bu husus incelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile BK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

Maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli hükmünde olup, dava dilekçesinde ileri sürülen maddi olgulara göre açılan dava, İİK hükümleri kapsamında muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....

Mahkemece, davanın BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile, ... katta kayıtlı, 8 no'lu bağımsız bölüm olan taşınmazın 09.12.2009 tarihli 12324 yevmiye no'lu satış işleminin muvaazalı olması nedeniyle, dava konusu tasarrufun iptaline, davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davacı ... (Baytekin)'e alacağını alabilmesi için dava konusu ... bağımsız bölüm olan taşınmazın haczi ve satışı konusunda cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dava, TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden takip konusu borcun tamamının karardan sonra 21.11.2014 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır....

    Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

      Dava ileri sürülüş biçimine göre öncelikle, İİK'nın 277 ve devamı madde hükümleri uyarınca davalılar arasında yapılan tasarruf işleminin iptali, olmadığı takdirde de TBK'nın 19.madde hükmü kapsamında muvazaa nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. Gerek İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, gerekse TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir....

      Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında ise TBK 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı kabul edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince açılan davanın tasarrufun iptali davası olduğu kabul edilerek kesin mehil süresi içerisinde aciz belgesi sunulmadığından davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir....

      TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde davacının tasarruf üzerinde haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/20390 E, 2017/7012 K016/11791 E, 2017/7010 K ve benzer yöndeki içtihatları gibi) TBK 19'a dayalı davalarda muvazaa her türlü delil ile ispat edilebilir. Gerek TBK'nun 19. maddesine gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için davacının borçludan bir alacağının olması ve bu alacağın iptali istenilen işlemden önce doğmuş olması gerekir....

      Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptali istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir....

        a satış işlemine yönelik tasarrufun muvazaa sebebi ile İPTALİNE," denildiği halde, gerekçeli kararda "Davanın kabulüne, davalılardan ...'ın, maliki olduğu Amasya İli, Merkez İlçesi, Şeyhcui Mahallesi, 760 parsel sayılı taşınmazdaki 17/240 oranındaki hissesini 20.10.2006 tarihinde diğer davalı ...'a satışının TBK 19. maddesi uyarınca muvazaa sebebi ile İPTALİNE," şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK'nın 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu