Bu durumda davalının muvazaa nedeni ile iptal edilen 21.7.2004 tarihli satış sözleşmesinden bu yana kötüniyetli olduğu ve mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren işgalci olduğunun kabulü gerekir ve ayrıca intifadan men şartı aranmasına gerek yoktur. Mahkemece; davacıların talep ettiği dönem itibariyle dava konusu taşınmazın getirebileceği ecrimisil bedelinin gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
MADDESİ UYARINCA MUVAZAA HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI İPTAL İSTEMİ KARAR : Torbalı 2....
ın yanında kalması ve bakımının da oğlu ... tarafından yapılması nedeni ile davaya konu aynı taşınmazın 1/2 hissesini aynı oğlu üzerine ölünceye kadar bakma akdi ile devir ve temlik ettiğini, davalıya 23/11/2010 tarihinde devir edilen 1/2 payın müvekkilin iradesine uygun olmayan bağış şeklinde tapuda yapılması sebebiyle muvazaa nedeniyle iptalinin gerektiğini beyan ederek taşınmazın ... adına kayıtlı 1/2 hissesinin iptali ile müvekilleri adına kayıt ve tesciline yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tarafların gerçek iradeleri ile bağış işlemi yaptıklarını, muvazaa nedeni ile tapu iptali davasının şartlarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....
a devretmesi sebebi ile icra dosyalarındaki alacaklarını tahsil edemediklerini belirterek, ... ilçesi, ... ada 9 parsel üzerinde yer alan 1,2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin tapuların muvazaa nedeni ile iptalini, davalı ... adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı ile müvekkili ...'ın 1969 yılından beri fiilen ayrı yaşadıklarını, dava konusu taşınmazın 1967-1968 yıllarında müvekkili ... tarafından satın alındığını, 1985 yılında dava dışı kardeşi ...a sattığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile dava konusu ... ilçesi ......
BK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek aciz vesikası bulunmadığından davanın reddi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarihli, 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK'nın 706., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun(TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman isteyebilirler. Dava hakkı da miras bırakanın ölümü ile doğar. Bu kuralın tek istisnası, miras bırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi halidir....
tarafından, davalı ... aleyhine 11/02/2010 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeni ile satışın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/10/2017 günlü karar ile temyiz isteğinin reddine dair verilen 18/01/2018 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davalılardan ... vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazları yönünden; Dava, 818 sayılı BK’nın (TBK 19) 18. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olup, davacının asıl amacı alacağına kavuşmaya yöneliktir....
Kural olarak muvazaa nedeni ile hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacı ile danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeni ile temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
Sayılı dosyası ile açılan alacak davasının halen devam ettiğini, davanın niteliği itibari ile T.B.K'nın 19'uncu maddesine göre açılan muvazaa davası olduğunu, T.B.K'nun 19'uncu maddesine göre açılan iptal davalarında İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde arandığı gibi icra takibi başlatılmış olması ve aciz vesikası koşulunun aranmayacağını ve yine o maddelerle belirlenen hak düşürücü sürelerinde uygulanmayacağını, ilk derece mahkemesinin davayı red gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığının 17.07.2018 tarihli 2016/772 E. ve 2018/7256 K. sayılı içtihadının da aynı yönde olduğunu ileri sürerek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali (TBK'nın 19. maddesi) istemine ilişkindir....
Davacı vekili, 6.6.2006 tarihli ıslah dilekçesinde ise; dava konusu taşınmazın vekil edenine ait ziynetlerin satışı ve ailesinin desteği ile alındığını ancak Vedat adına kaydedildiğini, taşınmazın yarı hissesinin vekil edenine ait olduğunu, davalı ...’ın nafaka ve tazminat ödememek için mal kaçırma amacı ile muvazaalı olarak taşınmazı diğer davalı ...’a tapuda devrettiğini açıklayarak ıslah talebinin kabulü ile muvazaalı satışın iptal edilerek tapunun eski hale getirilmesini, daha sonra Vedat üzerindeki tapunun yarı oranında iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir....