Asliye Hukuk mahkemesinin 19.09.2001 tarih ve 1999/418 E. ve 2001/543 K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne, muvazaalı satış işlemlerinin ve tapu kayıtlarının iptaline ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkili T1 muvazaa işlemine konu davalı adına kayıtlı bulunan Harbiye 1596, 1597 ve 1598 parsel ile Harbiye 1675 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı aleyhine Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/439 E. 2015/114 K. sayılı dosyası ile Muvazaa Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil davası açtığını, Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/439 E. 2015/114 K. sayılı 17.02.2015 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, Kararın temyiz incelemesi neticesinde: Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27.02.2018 tarih ve 2015/8230 E. - 2018/1217 K. sayılı karar ile bozulduğunu, bozma ilamı sonrası Hatay 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 26/01/2016 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalılar ... tarafından esastan reddine, ... ve ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen 12/09/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalılardan ... yönünden esastan reddine, diğer davalılar ... ve ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Öte yandan, 1.4.1974 gün ve ½ sayılı İBK’nda sözü edilen muvazaa sebebine dayanan iptal davaları bir süreye tabi değildir. Muvazaa iddiaları zamanaşımına uğramaz. “...Muvazaa iddiasına dayalı davaların da zamanaşımına ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği yargısal uygulamayla benimsenmiştir....
Yevmiye numaralı Marka Devir Sözleşmesi ve ... 7. Noterliği ... tarih, ...Yevmiye numaralı Marka Devir Sözleşmesi'nin muvazaa nedeniyle iptaline ve ... sayılı, ... tescil, ... yenileme tarihli "..." Markasının 1 Nolu Davalı ... adına tescilini, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE: Dava; ... 7. Noterliği ... tarih, ... Yevmiye numaralı Marka Devir Sözleşmesi ve ... 7. Noterliği .. tarih, ... Yevmiye numaralı Marka Devir Sözleşmesi'nin muvazaa nedeniyle iptali ve ... sayılı, .. tescil, ... yenileme tarihli "Dedeoğlu" Markasının 1 Nolu davalı ... adına tescili istemlerine ilişkindir. Davacı vekilinin 13/06/2024 tarihli dilekçesinde özetle; davalılara karşı açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, sonuç ve istemlerinden vazgeçtiklerini, feragate ilişkin bu beyanın kabulü ile feragat doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....
Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Ticaret Mahkemesinin 2015/602 Esas sayılı dosyasından tazminat davası açıldığını, dava konusu 2073 parsel nolu taşınmazı mal kaçırma amacı ile 12.05.2015 tarihinde Davalı ...’e onun da 11.06.2015 tarihinde davalı ...’a sattığını belirterek yapılan şatışların BK’nun 19. maddesi gereğince iptali ile İİK’nun 283. maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava işci ve işveren arasındaki güven ilişkisi ile sadakat yükümlülüğüne aykırılık nedeni ile davalı işverenin zararına ilişkin olarak terditli açılmış tazminat ve tapu iptali ve tescil davası olduğu, davanın 5521 sayılı Yasa gereğince İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın reddi ile dosyanın görevli İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....
Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olayda, muvazaa bakımından hükme yeterli bir araştırma yapılmış değildir....
Davalı, mirasbırakanın 2 yıl önce ağır hastalığa yakalandığını ve yatalak olduğunu, davacının mirasbırakana bakmadığını, mirasbırakanın bu dönemde yanlarında kaldığını ve tüm tedavi giderlerinin taraflarından karşılandığını, murisin sağlık giderleri nedeni ile maddi durumu bozulduğu için taşınmzaları bedeli karşılığı sattığını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurul’un 25.05.2011 tarihli ve 2011/4-149 E- 2011/346K sayılı ilamı emsal gösterilerek, alacak tutarı ile sınırlı olarak tapunun iptaline gerek olmaksızın haciz ve satış yetkisi verilebilir, gerekçesi ile davacıların açmış olduğu muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davasının şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1- Dava, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
ye temlik edildiğini bilahare üçüncü kişiye devredildiğini, bu taşınmaz yönünden de bedel istediklerini ileri sürerek, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı olarak tapu iptal ve tescil, tazminat isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın (muvazaa olduğu sabit görülerek) kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"... dava konusu 25, 90, 110 ve 4684 parsel sayılı taşınmazlar bakımından muvazaa olgusu sabit görülerek davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesinin, 605 sayılı parsel bakımından da anılan olgu benimsenmek suretiyle tazminat isteğinin davacıların miras payları oranında kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğu; Öte yandan, çekişme konusu 266 ada 31 ve 32 sayılı parseller ile 1250 ada 12 ve 2 ada 7 sayılı parsellerdeki bağımsız bölümler yönünden tazminata hükmedilmiş olması doğru ise de davacıların, kök miras bırakan ...'dan, miras bırakan ...'...