Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

davacı muvazaaya dayalı tasarrufun iptali açma hakkı bulunmadığını, İİK madde 277 ve devamındaki tasarrufun iptali yönünden ise 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiğini, mahkemenin muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali kararı vermesi hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur....

Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem TBK 19 maddesine hem de İİK 277 ve devamı maddelerine aynı anda dayanarak dava açılamayacağını, ayrıca dava ön şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zira borçlunun aciz halinin bulunmadığını, davacının muvazaa iddiasını ispatlar nitelikte herhangi bir somut delil sunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacının hem TBK 19 maddesine hem de İİK 277 ve devamı maddelerine dayanarak dava açmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır. Bu konudaki itiraz haksızdır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmazın alacağın tahsilini sonuçsuz bırakmak amacıyla muvazaalı olarak elden çıkartıldığının ileri sürülerek davalılar arasındaki devir işlemleri ile ilgili tasarrufun iptali talebinde bulunulduğu, davacı vekilinin 05/11/2020 tarihinde davadan feragat etmesi nedeni ile mahkemece feragat nedeni ile davanın reddine yönelik kararın verildiği, davalı Adil vekili tarafından vekalet ücreti yönünden kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Dosyada mevcut protokolde davacı ile davalılar Ayşe ve Evren'in imzalarının bulunduğu, davalı Adil'in imzasının bulunmadığı, dolayısıyla diğer davalılar ile davacı arasında yapılan yargılama giderlerine yönelik hususları da düzenleyen protokolün son malik konumundaki davalı Adil'i bağlamadığı sabittir....

Mahkemece, dava konusu tasarrufun 03.12.2008 tarihinde yapıldığı, davanın ise 23.01.2015 tarihinde açıldığı, 6183 sayıl Yasa’nın 26.maddesindeki 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden tasarrufun iptali davasının koşulları oluşmadığı, tapunun iptali ve tescil isteminin ise, bu davanın amacının kamu alacağını ödemeyen ve mali durumu bulunmayan borçlunun kamu alacağının tahsiline imkan vermemek amacı ile yapılan işlemin iptali ile alacaklıya alacak ve eklentileri ile sınırlı olarak haciz ve satış isteme yetkisini sağlamak olduğu,dava konusu taşınmaz üçüncü kişi üzerine kayıtlı olduğundan taşınmaz üzerinden haciz ve satış istemi yetkisi verilmesi yoksa tapu kaydının ile borçlu adına tesciline karar verilemeyeceği, tapu iptali istemi yönünde hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    borçlunun maliki bulunduğu taşınmazları 29.01.2015 tarihinde kardeşi olan diğer davalıya devrettiğini, bu devirler açıkça muvazaalı olup TBK 19.madde hükmü gereğince geçersiz olduğunu, Yargıtay'ın konuya ilişkin içtihatları uyarınca İİK 283. maddesi kıyasen uygulanarak kendilerine icra ve satış hakkı verilmesini talep ettiklerini, TBK madde 19 uyarınca genel hükümler uyarınca açılan muvazaa davasının tasarrufun iptali davasından ayrıştığı birkaç önemli husus bulunduğunu, muvazaaya dayalı davalarda herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi mevcut olmadığını, muvazaa davalarında aciz vesikası dava şartı olmadığını, muvazaa davalarında tasarrufun borcun doğum tarihi ile bağlantısı bulunmadığını, muvazaa davalarında icra dosyasının varlığı ve kesinleşmesi dava şartı olmayıp, borçludan alacaklı olunduğunun ispatlanılmasının yeterli olduğunu, dava konusu tasarrufların İİK 278/ııı-1 uyarınca batıl olduğunu, dava konusu tasarrufların iik 280 uyarınca iptali gerektiğini, davalı/borçlu...

    (İİK m.283/1) BK 19. maddesine dayalı muvazaa davası ile muvazaa nedeni ile hüküm ve sonuç doğurmayan işlemlerin iptali istenir. Borçlu tasarruf ve idare yetkisi kendisinde kalmak üzere malı üçüncü kişiye devrediyor ise devretme iradesi olmadığı için işlem muvazaalıdır ve iptal davası açılır. Ancak ortada bir inanç anlaşması var ise anlaşma gereğince mülkiyet geçerli şekilde karşı tarafa geçeceği için tasarrufun iptali davası açılır. Bu olayda alacaklıya zarar verme kastı vardır. Bu anlamda alacaklı borçlunun iradesini göz önüne alır. Aslında malı borçlu devretmek istemiyor mu, yoksa alacağın tahsilini önlemek için mi devretti? Alacaklının bu soruya vereceği cevaba göre ya BK 19. maddesine dayalı dava ya da İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı dava açar. Muvazaa olmadan da salt alacaklıları zarara uğratmak için devir yapılabilir. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel bir dava olduğu halde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır....

      İcra Dairesinin 2021/6780 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine konu edildiğini, dosyanın tüm borçlularının borca batık durumda olduklarını ve mal kaçırma amacıyla hareket ettiklerini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı taşınmazların 3. kişilere devri ve üzerine ayni hak tesisini önlemek amacıyla İİK 281/2'e göre taşınmaların üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesini ve ayrıca ihtiyali tedbir kararı verilmesini, İİK 277 vd. maddeleri gereğince taşınmazla ilgili haksız ve kötü niyetli tasarrufların iptaline ve dava konusu taşınmazlar üzerine İİK 283. madde gereğince alacağımızla sınırlı kalmak üzere cebri icra yoluyla takip yapma hakkı tanınmasına, mahkeme aksi kanaatte olur ise muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tesciline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir....

      Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır."...

        HUKUK DAİRESİ Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava;TBK. 19.maddesine dayalı muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,27/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/04/2022 NUMARASI : 2021/441 ESAS, 2022/383 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. madde) KARAR : Samsun 2....

          UYAP Entegrasyonu