ile düzenlenen ihtiyati haczin İİK Md. 257'de yer alan ihtiyati haciz kurumundan farklı olup, 281/2 hükmü ile birlikte TBK Md. 19 nedenli muvazaa/tasarrufun, iptali davalarına özel bir ihtiyati haciz uygulaması öngörüldüğünü, burada ihtiyati haczin iki amacı olduğunu, birinin yargılama sırasında taşınmazın devir ve ferağını engellemek, diğerinin ise davanın kabulü halinde davacının icra takibindeki alacağını karşılayacak şekilde cebri icra işlemlerine başlamasını sağlamak olduğundan tasarrufun iptali davalarında ihtiyati haciz kararı verilmesinin zorunluluk arz ettiğini, belirtilen nedenlerle, müvekkili şirketin bir güven müessesesi oluşu ve genel hükümlerden (İ.İ.K.m.259) farklı olarak tasarrufun iptali davalarında İ.İ.K.m.281/2 uyarınca verilecek ihtiyati hacizlerde teminat alma zorunluluğu bulunmayışı nazara alınarak teminatsız olarak tasarruf konusu Trabzon İli Beşikdüzü İlçesi Cumhuriyet Mahallesi 305 Ada 1 Parsel 3....
, dolayısıyla dava konusu tasarruf işleminin TBK.19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali gerektiğini belirterek, müvekkil bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm fer’ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi ile İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına müvekkil şirketin bir güven kuruluşu olması sebebiyle teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulü ile davacı bakımından davalıların, alacaklıyı zara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK'nın 277.ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline, olmadığı takdirde TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, takip dosyasındaki alacak ve tüm ferilerine yetecek miktarda cebri icra yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı Lale’nin davalı Hsüeyin ile aynı ilçeden olduğunu, ayrıca davalı Hüseyin ile davalı Lale’ye vekaleten satışı gerçekleştrien eski eşi Gürkan Altun’un aynı köyden olduğunu, taşınmazın devrinin muvazaalı olduğunu, dava ayrıca TBK 19. Maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasıyla açılmış olup bu hususun yerel mahkemece göz ardı edildiğini, muvazaa iddiasıyla açılan davalarda borcun doğumu tarihinin bir önemi olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava İİK.277.vd.md.uyarınca olmadığı taktirde TBK.19.md.uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2020/26 ESAS - 2021/667 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Öncelikle muvazaa hükümleri, kabul edilmemesi halinde tasarrufun iptali hükümleri gereğince İİK.'...
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK 19 maddesi gereğince tapu iptali tescil aksi halde muvazaalı işlemin iptali ile cebri icra yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davalılar vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, ara karar davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Somut olayda, davacı ve davalılardan T4 evli oldukları boşanma ve mal rejimi davalarının devam ettiği, evlilik birliği içinde alınan evin davalı Nuray, aracın da davalı Ercan'a satıldığı iddiası ile iş bu davanın açıldığı, dava dilekçesi ile ihtiyati tedbir talep edildiği görülmüştür....
Maddesinde belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığı yönündeki itirazı bakımından ise davacının muvazaa iddiasının aynı zamanda TBK 19....
İİK'nun 277 ve diğer maddeleri uyarınca açılmış bir tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için; a) icra takbinini varlığı, b) tasarrufun borçtan sonra yapılmış olması, c) borçlu hakkında yapılan icra takibinin semeresiz kaldığının belgelenmesi gereklidir. eBK'nun 18. maddesi (TBK.m.19) uyarınca, muvazaa iddiası ancak hukuki işlemin tarafları için söz konusu olacağı gibi; muvazaa iddiasının da yazılı delille ispatlanması gerekir. Somut davada, davacının davalı eşine karşı açmış olduğu bir icra takibi mevcut değildir. Bu sebeple borçlu hakkındaki takibin semeresiz kalması da söz konusu olamaz. O halde, somut davada İİK'nun 277 vd. maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açma koşulları yoktur. Diğer yandan davaya eBK 18. madde genel muvazaa davası kimliği de verilemez. Olayda taraf muvazaasının koşulları da mevcut değildir. Benzer durum için daha önce Yargıtay 4....
TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde davacının tasarruf üzerinde haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/20390 E, 2017/7012 K016/11791 E, 2017/7010 K ve benzer yöndeki içtihatları gibi) TBK 19'a dayalı davalarda muvazaa her türlü delil ile ispat edilebilir. Gerek TBK'nun 19. maddesine gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için davacının borçludan bir alacağının olması ve bu alacağın iptali istenilen işlemden önce doğmuş olması gerekir....
İcra Müdürlüğü’nün ... sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun adına kayıtlı malvarlığına rastlanmadığını, ... parselde bulunan taşınmazdaki 17/40 hissesini 20.10.2006 tarihinde, 15/240 hissesini ise 13.11.2006 tarihinde ivazsız olarak davalı ...’a devrettiğinin tespit edildiğini beyan ederek taşınmaz hisse devrine ilişkin tasarrufun iptaline, bu talep kabul edilmemesi durumunda muvazaa nedeni ile hisse devrinin iptaline, bu talep kabul edilmemesi durumunda muvazaa nedeni ile hisse devrine ilişkin tasarrufun iptaline, taşınmaz hissesinin borçlu ... adına tesciline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, tasarrufun iptali yönünden hak düşürücü 5 yıllık sürenin geçtiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir....
Maddesinde ilk işlemden kaldırma sonrasında alınması gerekli olan harçların yazıldığı ve davacı vekiline de 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde harçların yatırılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağının ihtar edildiği ve ihtarın tebliğ suretiyle yapılmasına rağmen ilgili ara kararda belirtilen harçların da davacı tarafça süresinde yatırılmadığı anlaşıldığından her iki sebeple davanın açılmamış sayılmasına" karar verildiğini, davanın basit yargılama usulüne tabi olması ve ilgili kanun maddesi gereğince en fazla bir kez takipsiz bırakılabileceğine ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, hem İİK 277 göre tasarrufun iptali hem de TBK madde 19 a göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali talebiyle terditli olarak açıldığını, davacı- alacaklıya İİK. m. 277 vd. göre tanınmış olan ‘tasarrufun iptali davası’ açma hakkı, alacaklının genel hükümlere (TBK m.19) göre ‘muvazaa nedenine dayalı’ tasarrufun iptali davası açmasına engel teşkil etmediğinden müvekkilinin de bu...