Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece derdest yargılamada; davalıların ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi üzerine verilen 10/03/2022 günlü talebin reddine dair ara kararının Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. KARAR Dava, 6098 sayılı TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması için mahkemeye talepte bulunmuş, mahkemece 10/03/2022 tarihli ara kararıyla talebin reddine karar verilmiştir. Ek karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

    Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptali istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir....

      Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur. Davacı taraf dava dilekçesinin 3.sayfasında özellikle bu davanın TBK.nun 19.maddesi muvazaa sebebi ile açtıklarını, belirterek, davanın TBK.nun 19.göre değerlendirilmesini talep etmesine rağmen tasarrufa iptale konu araç dava dışı 16/08/2017 tarihinde MUHAMMET AĞAN'a devredildiği tespit edilmesi üzerine dosyaya sundukları 30/06/2018 tarihli beyan dilelekçesi ile davanın bedel tazmin davasına dönüştürdüklerini ve eldeki davanın İİK nun 227 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış bulunan tasarrufun iptali davası olduğu belirtilmesine rağmen dava dilekçesinde belirtildiği gibi eldeki bu davanın TBK.NUN 19.MADDESİ MUVAZAA SEBEBİ İLE açılan tasarrufun iptali davası olduğu sonucuna ulaşılmıştır....

      İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı T5 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Öncelikle, ilk derece mahkemesince, TBK. madde 19 gereği muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemlerinde zaman aşımı olmadığını, yine bu durumda aciz vesikası şartı aranmadığı yönünde gerekçe oluşturulmuşsa da davacı tarafça İİK hükümlerine dayalı olan tasarrufun iptali dava türüne ilişkin talepte bulunulduğu dikkate alındığında İİK'da düzenlenen tasarrufun iptali davasına ilişkin yasal şartların dikkate alınması gerektiğini, eldeki dava tasarrufun iptali talebini içermekte olup, aciz belgesi iptal davası için aranan özel bir dava şartı olduğunu, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için gerek öğretide gerek yargı kararlarında da kabul gördüğü üzere İİK. madde 277 gereğince özel bir dava şartı olan geçici veya kesin aciz belgesinin mevcut olması gerektiğini, davalı borçlu T7 aciz durumda olup olmadığı davacı alacaklının subjektif tahminlerine göre belirlenebilir bir durum da olmadığını, devir öncesinde...

      Dilekçenin sonuç kısmında da Finansbank AŞ. adına kayıtlı görülen taşınmazlarının satışı tasarruflarının iptali ile iflas masasına aidiyetine karar verilmesi) talep edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu düşünülmelidir. Tasarrufun iptali davalarında yetki HUMK'nun genel yetki kurallarına göre belirlenir. Bu nedenle iptale konu tasarruf taşınmaz olsa bile taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilemez. Borçlu ile 3.kişinin yerleşim yerleri farklı yerlerde ise de iptal davası davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir (HUMK 9/2). SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... AŞ. vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı ... iflas idaresi lehine BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; tasarrufun iptali hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davanın tasarrufun iptali davası olduğu, davacının kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı gibi buna bağlı yapılmış bir icra takibi de olmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı iptal istemine ilişkindir. Bir dava da öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HMK'nun madde 33) Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir....

            İlk Derece Mahkemesince; davanın TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı olduğu, bu gibi davalarda eldeki davanın dinlenebilmesi için iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması gerektiğini, somut olayda icra takibinin dayanağını oluşturan çeklerin keşide tarihlerinin 20.04.2016, 20.05.2016 ve 20.06.2016 olduğu, borçlu ... tarafından yapılan tasarruf tarihinin ise 06.04.2015 bulunduğu, bu durumda tasarrufların görünürdeki alacak tarihlerinden önceki tarihte yapıldığı anlaşılmakta ise de, çek bir ödeme vasıtası olup, dayandığı hukuki ilişkinin yani borcun doğum tarihinin iptali istenen tasarruf tarihinden önceye ait olmasının mümkün bulunduğu, başka bir deyişle alacağın çekin keşide tarihinden önce doğmuş olabileceği, bu durumda davacı taraftan çekin keşide edilmesine neden olan borcun doğumuna ilişkin hukuki veya ticari ilişkinin hangi tarihte başladığının sorulması varsa buna ilişkin delillerin istenilmesi ve taraflar arasındaki temel ilişki...

              Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Ayrıca, hukuki işlemin taraflarının tümü yönünden muvazaa olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmazın yargılama devam ederken dava dışı Ziya Kınık adına satış yapıldığı anlaşılmaktadır....

                Bu ifadeler bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayanıldığı açık bir biçimde görülmektedir. Diğer taraftan davacı vekilince yargılama aşamasında verilen 10.04.2012 tarihli dilekçede ve özellikle 26.04.2013 tarihli celsede açıkça “…taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğine…” dair beyanda bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davada çok açık bir biçimde, muvazaa hukuksal nedenine dayanıldığı tartışmasızdır. Kaldı ki davalı taraf da davanın “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayalı olduğu şeklinde yorumlamış ve cevap dilekçesinde muvazaanın olmadığı, murisin vefatından on yıl sonra muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açılamayacağına dair savunma yapmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu