Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Somut olayda; Davacının " Öncelikle muvazaa hükümleri, kabul edilmemesi halinde tasarrufun iptali hükümleri gereğince İİK.nun 278, 279 ve 280. ve devamı maddeleri kıyasen uygulanarak..." talepli açmış olduğugörülmektedir. Mahkemece davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirilerek, aciz haline ilişkin ön şart yokluğu nedeniyle değerlendirme yapılarak karar verilmiş ise de, davacın ilk talebi olan TBK'nın 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali açısından değerlendirilme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde mahkemece yapılması gereken; dava dilekçesindeki ilk talebi olan muvazaaya dayalı istek yönünden araştırma ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi olmalıdır....
Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında ise " davacının davasını özellikle BK'nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK'nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir." şeklinde karar verilerek TBK'nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir. 7- Somut uyuşmazlıkta dava, TBK'nın 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğuna göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17.11.2021 Tarihli ara karar NUMARASI : 2021/572 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (Muvazaa hukuksal nedenine dayalı) KARAR : Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17/11/2021 tarih ve 2021/572 esas sayılı ara kararı aleyhine davalı T3 vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özet olarak, davalı eş T3 hakkında Şanlıurfa 3. Aile Mahkemesinin 2019/581 E....
Aile Mahkemesince; TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan karşı görevsizlik kararı verilerek görevli mahkemenin Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle merci tayini için dosyanın ilgili İstinaf hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacının dava konusu yaptığı ve evlilik birliği içerisinde edinildiği belirtilen aracın davalı eş tarafından diğer davalıya satışının muvazaalı olduğunu iddia ettiği anlaşılmıştır. Muvazaa 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4.maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. İstek yönünden genel mahkemeler görevlidir....
BK 19 muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın tasarrufun aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın tasarruf konusu üzerinde haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Dava konusu özel halk otobüsü işletme ruhsatının minibüs ve taksi uygulamasındaki gibi plakaya özgülenmiş bir hak olup olmadığı, özel halk otobüslerinin geçici çalışma ruhsatlarının, gerçek veya tüzel kişilere toplu taşımacılık yapma izni (ruhsatı) vermekten ibaret olup olmadığı dolayısıyla özel halk otobüsü işletme hakkının Adana Büyükşehir Belediyesi’ne ait olup olmadığı karar yerinde tartışılmamıştır. Davaya konu kooperatif üyelik ve durak hakkı şayet davalı ...’ün mülkiyetinde değil ise kendisine ait olmayan hattı diğer davalı ...’e mülkiyet olarak devir etmesi (tasarrufta bulunması) da mümkün değildir....
maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece, davada muvazaa hukuksal nedenine dayanıldığı, muvazaanın davacı tarafça ispat edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. HUMK'nun 76. maddesi hükmüne göre bir davada maddi olayları ileri sürme davanın taraflarının, hukuki nitelendirmeyi yapma hakimin görevidir. Somut olayda, davacı alacaklı o borcun doğumundan sonra, borçlu davalı ... hakkında icra takibi başlatmış; ancak, borçlu taşınmazını borcun doğumundan sonra elinden çıkarttığından takip ve hacizler sonuçsuz kalmıştır. Davacı, mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapılan bu satışın butlanına hükmedilerek cebri icra yapma yetkisi talep etmiştir. Bu durumda açılan davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü ile İİK. 278, 279 ve 280'inci maddelerinde öngörülen iptal sebeplerinin araştırlıp, bu yönde inceleme yapılması gerekir....
Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Davanın; davalılar arasında yapılan taşınmaz devirlerinin muvazalı olduğu iddiasına dayanan tasarrufun iptali davası olduğu, mahkemece davanın hukuki nitelendirilmesinin hatalı yapıldığı, muvazaa iddiasına dayanan iptal davalarında icra takibine geçilmiş olmasının ve aciz vesikası sunulmasının gerekmediği, iflas erteleme talebinde bulunup tedbir kararı alan davalının bu yöndeki savunmasının kötü niyetli olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, Borçlar Kanunu'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarruf işleminin iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan tasarrufun iptali isteği ile açılmış ise de davacı taraf 09.07.2007 tarihli dilekçe ile davasını ıslah ederek davayı muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine çevirmiş olduklarından hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak dosya Yüksek 1. Hukuk Dairesinden görevsizlik kararı ile daireye gelmiş olmakla Yargıtay Başkanlar Kurulunun 04.02.2010 tarih ve 3 nolu kararı uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına SUNULMASINA 13.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....