WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynaklar Bakanlığı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının kabul edildiğini ve anılan kararın Yargıtayca onandığını, mal kaçırma iddiasının ispat edildiğini, yapılan temlikler ile hem alacaklılardan, hem de üvey anne ve üvey kardeşlerden mal kaçırıldığını, resmi senette gösterilen bedeller ile gerçek değerler arasında fahiş fark bulunduğunu,belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Germencik Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/01/2013 NUMARASI : 2008/340-2013/59 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Banka vekili, davalı borçlu Musa aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Ümit’e onun da davalı Ayser’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı Musa ve Ümit vekili ile davalı Ayser davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, aciz belgesi sunulmadığı ve akrabalığın muvazaayı göstermeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK 18. (TBK 19.) maddesine dayalı muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....

      Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olup 5 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın hakdüşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukusal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Bir dava da öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, ygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HMK'nun madde 33) Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre .. dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaaya nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir....

        Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın TBK’nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. 6183 sayılı Kanunun 24.maddesi ile paralel olan İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

          Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

            Dava, BK'nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Muvazaa nedeniyle açılmış olan davalarda davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem, davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri, 6100 sayılı HMK.nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olup Aile Mahkemesinin görev kapsamı dışında kalmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri, 6100 sayılı HMK.nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olup Aile Mahkemesinin görev kapsamı dışında kalmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesi doğru bulunmamıştır. 2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

              Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen 5 yıllık süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

              Mahkemece davanın BK.nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu kabul edilerek kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun olmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf borçlu davalı Abdulgasır hakkında icra takibi yaptıklarını ve alacağını tahsil edemediğini, ancak borçlunun alacaklısına zarar vermek amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan satış işleminin iptali ile kendilerine cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiştir....

                Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 28/11/2012 gününde verilen dilekçe ile muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/07/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan... tarafından süresi içinde istenilmekle tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz eden davalı asıl ... hükmün temyiz edilerek Yargıtaya gönderilmesinden sonra vermiş olduğu 28/02/2020 tarihli dilekçe ile temyiz isteminden feragat ettiği anlaşılmakla feragat nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı ... 'un temyiz dilekçesinin reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/05/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  nın 19. maddesine göre açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal davasıdır. Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. HMK'nın 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, nitelemeyi yapıp hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki açık bir şekilde muvazaa şeklindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nın 18. (19. maddesi) maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır....

                    UYAP Entegrasyonu