WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde ve davanın TBK’nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının davalı borçludan olan alacağının kesinleşmiş Mahkeme kararı ile belirlenmiş olmasına, eldeki dava yönünden davacının aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmamasına, üzerinde benzinlik bulunan taşınmazın borca mahsuben borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek davalı 3.kişi ...’a satılmış olmasının iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 1.793,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava; ileri sürülüş biçimine göre İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı taktirde de TBK'nın 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. (Terditli Dava) Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

    Somut olayda; iddianın içeriğine göre davadaki istek, mirasbırakanın ölüme bağlı olarak gerçekleştirdiği tasarrufun iptali ile ilgili olmayıp, hukuksal dayanağını Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi (mülga Borçlar Kanunu'nun (BK) 18. maddesi) ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararından alan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı alacaktır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

      Mahkemece davanın İİK'nın 277 vd.maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine yönelik olduğu kabul edilerek davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı, aciz belgesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Gerçekten de dava ileri sürülüş biçimi itibariyle BK'nun 18 (yeni 19) maddesinde belirtilen gelen hükümlere göre açılmış bir dava olup, davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı gibi 29.04.2015 tarihli dilekçesi ile de davanın BK'nun 18.maddesine göre açıldığını belirtmiştir. BK'nun 18.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... ve birleştirilen dava davalısı Şaban yönünden muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı ... yönünden muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı ... yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... ve birleştirilen dava davalısı Şaban vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....

          un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescile ilişkindir. Davacı, muris annesinin dava konusu 1555 parseldeki ½ payını sağlığında davalı kardeşine muvazaalı olarak temlik ettiğini, tapunun iptali ile payı oranında adına tescilini talep etmiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiası kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

            -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, aynı davalı aleyhine, aynı taşınmazdan dolayı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan ve kabul ile sonuçlanıp kesinleşen kararın yargılamanın yenilenmesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça eldeki dava bakımından güçlü delil teşkil edeceği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (6100 sayılı HMK.'nın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HMK.'nın 436.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 322.06.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince de bu nedene dayalı kabul kararı verildiğinden, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 02.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Mahkemece, muvazaa olgusunun saptandığı gerekçesiyle dava konusu taşınmaz hissesinin iptali ile davacıların veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Karar, Davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile 2004 yılında ölen miras bırakan...'in çekişme konusu 3533 sayılı parseldeki 4/15 payını oğlu Hasan'a diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla temlik ettiği saptanmak ve taşınmazı Hasan'dan temellük eden...'un Hasan'ın oğlu olması ve durumu bilen konumunda bulunması nedeniyle TMK'nun 1023. maddesinden yararlanamayacağı gözetilerek davanın kabul edilmesi kural olarak doğrudur....

                  -KARAR- Dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı, pay oranında tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; muris muvazaası iddiası yönünden araştırma yapılarak ve özellikle tanık beyanlarına göre; mirasbırakanın yatalak ve felçli bir kişi olup davalı tarafından bakıldığı, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı akidlerden olup davalının edimini yerine getirdiği ve sözleşme yapılmasında terekeden mal kaçırmanın amaçlandığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiş ise de eldeki davada ayrıca mirasbırakanın hukuksal ehliyetten yoksun bulunduğu da ileri sürülmüştür. Bu tür bir iddianın kamu düzenini ilgilendirdiği gözetildiğinde re’sen soruşturulması gereklidir. Ne var ki; murise teb’an açılan böyle bir davada terekenin elbirliği mülkiyete tabi bulunması nedeniyle tüm mirasçılar adına tescil isteği ile açılması gerekirken pay oranında iptal ve tescil istenilmesine yasal olanak yoktur. Bu yönden davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu