Maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine dönüştürmediği, yalnızca bu hususta beyan dilekçesi sunulduğu, ancak beyan dilekçesi ile davanın tam ıslah yapılmış gibi yürütülmesinin mümkün olmadığı, iptali istenen tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği gerekçesi ile hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine" karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2019/9768 Esas ve İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2020/8990 Esas sayılı dosyalarının semeresiz bırakılması üzerine açılan tasarrufun iptali davaları olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin icra dairesinin bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalarına göre dava niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır....
dan satın almış olduğu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile adına tescilini, tüketici mahkemesi sıfatıyla Erzurum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde istemiş olduğu ve bu dosyanın derdest olduğu düşünülerek, bu dosyanın İİK'nun 277 ve devam maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olduğu, tasarrufun iptali davalarında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikasının bulunması dava şartlarından olduğu dosya kapsamındaki Erzurum 4. İcra Müdürlüğünün 2014/13218 Esas sayılı icra takip dosyasında borçlu ... ve İlke Otomotiv hakkında geçici veya kesin aciz vesikasının bulunmadığından dolayı dava şartı yokluğundan davacının davasının reddine; karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır....
Bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle, davanın TBK.19. maddesi uyarınca genel muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olup işbu davalarda davacı alacaklının aciz vesikası sunma zorunluluğu bulunmadığını, kaldı ki aciz haline ilişkin dava şartı her zaman tamamlanabilir dava şartı olduğundan bu nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının davanın niteliği ve amacı ile bağdaşmadığını, yine TBK 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davalarında davanın niteliği gereği icra dosyasının varlığı ve kesinleşmesi dava şartı olmayıp borçludan alacaklı olunduğunun ispatlanılmasının yeterli olduğunu, icra takibinin dava derdest iken henüz kesinleşmemiş, takipsizlikle kapatılmış olması da dava şartı yokluğu sayılmayacağını, kaldı ki davaya dayanak İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2013/18160 E. (Yeni 2023/13136 E.) ve 2013/18168 E....
Maddesi uyarınca Muvazaa Hukuksal Nedenine Dayalı İptal İstemi KARAR : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/08/2020 tarih 2020/385 Esas sayılı ara kararına karşına, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TBK'nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptal istemi ile birlikte Antalya Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/67140 Esas sayılı dosyada icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. B)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/08/2020 tarih 2020/385 Esas sayılı ara kararı ile davacının İhtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....
Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen 5 yıllık süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
Sonuç itibariyle, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davaları ile TBK'nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanan iptal davalarının yargılama usulleri, ispat vasıtaları ve dava şartlarının birbirinden farklı olması nedeniyle, hangi hukuksal nedenlere dayanılarak karar verildiği somut olarak açıklanmaksızın ve ayrıca davacı tarafın borcun doğum nedeni ve borcun doğum tarihine ilişkin iddiaları üzerinde durulup, tartışılmadan verilen ilk derece mahkemesi kararının taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı taşımadığı açık olup, usulüne uygun bir kararın varlığından söz edilemez....
2021/2971 (E) sayılı sayılı takibinin muvazaa nedenine dayalı olarak iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali (tapu iptali) istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemece davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, dava niteliği itibariyle BK.nun 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK.nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davanın İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma imkanı yoktur....