WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli temyize konu 133 ada 1 sayılı parselin kısmen 1942 yılında yapılan orman kadastrosu içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 11.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

    ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'ın 30.11.2009 tarihinde öldüğü, davacıların önceki eşleri Satı ve Keziban'dan olma çocukları, davalının ise 16.7.2009 tarihinde evlendiği üçüncü eşi olduğu, mirasbırakanın çekişme konusu 1197 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 17.08.2009 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

      (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın ........ hakkı çiğnenen tüm ........çılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle ........ bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır....

        Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Somut olayda; dinlenen davacı tanıkları mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satıp bir kısım parasını çocuklarına vermeyi kalan kısmıyla da küçük bir ev alıp burada oturmayı düşündüğünü beyan ettikleri, bir başka ifade ile temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu yönünde bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, yukarıda değinilen ilkeler uyarınca muvazaa iddiasının davacı tarafından kanıtlanamadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

          Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK'nin 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. Somut olayda, dinlenen tanıklar temlikin muvazaalı olduğu yönünde beyanda bulunmadığı gibi dosyada temlikin muvazaalı olduğu yönünde başka delil de elde edilememiştir. Bu durumda muvazaa iddiasının kanıtlandığından söz etme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

            Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

              Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda HMK 190. madde ve TMK 6. madde gereğince davacı iddiasını ispatla mükelleftir. Somut olaya gelince dinlenen davacı tanıkları soyut beyenlarda bulunmuşlar, dosyaya temlikin mal kaçırma amaçlı yapıldığı yönünde delil ibraz edilmemiştir. Hal böyle olunca, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda miras bırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı HMK'nun 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK'nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. Somut olay yukarıda değinilen olgular ve açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, dinlenen davacı tanıkları satışın muvazaalı olduğuna dair beyanda bulunmamışlar, aksine satış hakkında bilgilerinin olmadığını ifade etmişlerdir. Diğer yandan akitte gösterilen bedel ile saptanan gerçek bedel arasındaki fark tek başına muvazaanın kanıtı değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

                  Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK'nin 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. Somut olayda, mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de, davacı tanıklarının duyuma dayalı kesin olmayan bilgiler verdikleri, olaya ilişkin soyut beyanlarda bulundukları gözetilerek salt bu beyanlar ile temlikin muvazaalı olduğu söylenemeyeceği gibi dosya kapsamındaki diğer deliller ile de davacıların iddiasını ispat ettiğinden bahsedilemez. Öte yandan, bedeller arasındaki fark tek başına muvazaanın kanıtı değildir....

                    "İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Talep, davacının dava dilekçesi ve davacının harçlandırdığı 08.03.2010 tarihli ıslah dilekçesinde BK 19. madde uyarınca genel muvazaa sebebiyle tapu iptal ve tescil olarak bildirilmiş; davanın ilk olarak açıldığı Aile Mahkemesi'nce de bu nedenle görevsizlik kararı verilmiştir. Davacının tasfiye alacağı sebebiyle dava açmadığı, hukuki sebebini muvazaa hukuki sebebine dayandırdığı anlaşılmaktadır. Hüküm, asliye hukuk mahkemesince verilmiştir. Bu durumda, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu