Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı kararının kaldırılmasına, böylece açılan davanın kabulü ve TMK 610.maddesi uyarınca davalıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, murisin alacaklısı tarafından açılan mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Mirasın reddinin iptali davası, mirasbırakanın alacaklılarının, mirası reddeden mirasçıların buna haklarının olmadığının tespiti için açtığı davadır. Mirasın reddinin iptaline karar verilmesi için; reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin, olağan yönetimi aşan işlerin yapıldığının, terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin vs. (Türk Medeni Kanunu 610/2. maddedeki hususların) kanıtlanması gerekir. Ayrıca, mirasçıların tamamının mirası reddetmiş olması gerekir. Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse, reddin iptali istenemez....

Türk Medeni Kanununun 617. maddesi gereğince; "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." Buna göre murisin alacaklıları tarafından Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanılarak mirasın reddinin iptali davası açılamaz Ayrıca Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince de "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Davacı, davalı mirasçıların değil murisin alacaklısıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın gerçek reddi ... tarafından açılan mirasın gerçek reddi davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 31.01.2013 gün ve 561/41 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili müvekkilinin murisi ....'nun vefat ettiğini, davacının babasından kalan mirası istemediğini, ailevi nedenlerden dolayı murisin mirasını kayıtsız şartsız reddettiklerini, mirasın gerçek reddini gösteren kararın verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı ...'nın müteveffa ....'nun kızı olduğunu, geriye mirası reddetmemiş olan annesi ...'nun kaldığı, murisin 13.04.2012 tarihinde ölümünün ardından davacının 3 aylık yasal süresi içinde kayıtsız ve şartsız mirası reddettiğini, davacının alacaklısı olduğunu iddia eden ... A.Ş.'...

      Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK m 575). 4721 sayılı TMK'nin 618. maddesi kapsamında murisin alacaklılarının açmış olduğu mirasın reddinin iptali davasında, aynı kanunun 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; murisin mirasçılık belgesinde ismi geçen mirasçılar ... ve ... 03.11.2014 tarihinde hasımsız olarak mirasın gerçek reddini talep etmiş ve mahkemece, 03.02.2015 tarihinde mirasın gerçek reddine karar verilerek hüküm, 24.02.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ...’nun alacaklısı, murisin mirasçısı veya mirasçıları olmayıp murisin kendisi olduğundan bu dava türünde 4721 sayılı TMK'nin 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 618. maddesinde düzenlenen mirasın reddinin iptaline ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin muris ...’dan alacaklı olduğunu, murisin vefatıyla mirasçılarının mirası reddediklerini, murisin mirasının aktifinin çok olduğunu ve davalıların kötü niyetli olduklarıını belirterek mirasın reddinin iptalini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....

          Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalılar aleyhine 27.02.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, davanın niteliği gereği duruşma talebinin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirası reddin iptali isteğine ilişkindir. Davacı, davalıların murisi ...’ın alacaklısı olduğunu, davalıların ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1183 Esas, 2008/582 Karar sayılı kararıyla mirası gerçek redde bulunduklarını, murisin sağlığında malvarlığını davalı mirasçılara devrettiğini ve davalıların terekeyi tasarruf ettiklerinden bahisle mirasın reddine ilişkin ... 1....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/443 E. - 2009/40 K. sayılı dosyasında murisin eşi ve çocukları tarafından TMK'nın 609. maddesi uyarınca mirasın reddinin tesciline karar verildiği ve mirasın reddinin TMK'nın 605/1. maddesi gereğince gerçek red olduğu, tüm mirasçılar tarafından reddedilmediğinden ve 605/2. maddesine göre hükmen redde miras varlığının değerine göre mahkemenin görevinin belirleneceği ve borcun miktarının mahkemenin görev sınırının üstünde kaldığı gerekçesi ile asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş ise de, dosya kapsamından ......... Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.01.2009 tarih 2008/443 E. - 2009/40 K. sayılı ilâmında murisin eşi ve çocukları, diğer bir anlatımla, tüm mirasçıları tarafından mirasın reddedildiği, bunun TMK'nın 605/1 maddesi gereğince gerçek red olduğu ve TMK'nın 609. maddesi uyarınca mirasın reddinin tesciline karar verildiği anlaşılmıştır....

              Mirasın gerçek reddi işleminden zarar gördüğünü iddia eden mirasçının veya murisin alacaklısı, mirasçının alacaklılarına zarar verme amacıyla miras reddettiğinin iddia etmesi halinde Türk Medeni Kanununun 617. maddesi, mirası ret hakkının düşmüş olduğunu iddia etmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 610. maddesi uyarınca dava hakkını kullanabilir. Üçüncü kişinin (alacaklının) mirasın gerçek reddine ilişkin davaya mahkemece dahil edilmesi veya mahkemenin mirasın gerçek reddini tespit eden kararını temyiz etme hakkı mevcut değildir. Somut olayda, 23.11.2013 tarihli celsede mahkemece davacılar vekiline murisin alacaklısı olduğu anlaşılan ...'...

                Davalı vekili duruşmadaki beyanlarında özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, iddia edildiği gibi karşı tarafa zarar vermek amacıyla müvekkilinin mirası reddetmediğini, kaldı ki davacının icra takibi yapmadan önce mirasın müvekkili tarafından reddedildiğini, diğer taraftan mirasın reddinin iptaline ilişkin davanın SHM'ne ret talebinin bildirildiği tarihten itibaren 6 aylık süre içerisinde açılmasının gerektiğini, müvekkilinin 11.03.2019 tarihinde ret için müracaat ettiğini, görülmekte olan davanın ise 6 aylık süre dolduktan sonra açıldığını, süre yönünden davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; Davalının Hatay 2....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinafında özetle; TMK 610/2 maddesi gereğince mirası kabul anlamında davranışta bulunan mirasçının mirası reddedemeyeceğini, buna dayanılarak açılan mirasın reddinin iptali davasında süre koşulunun aranmayacağını, yine TMK'nın 618. maddesi gereği mirasın reddinin iptali davasında süre koşulu olmadığını, davalı Nermin'in çalışmadığını, aracın aslen murisin olduğunu, evlilik içinde edinilen mal niteliğinde olduğundan murisin aracın yarısında hak sahibi olduğunu, tanıkların mahkemece dinlenmesi halinde davalının söz konusu aracın sahibi olmadığının belirlenebileceğini, ayrıca, davalının, murisin diğer menkul mallarını da kullandığını, önce mal rejimi tasfiyesi yapılıp daha sonra miras tasfiyesi yapılması gerektiğini, bu hususun araştırılmadığını, mirasın reddinden sonra tereke mallarındaki tasarrufların, Yargıtay tarafından, genel hükümlere göre malların gaspı olarak değerlendirildiğini, bu durumda mirasın gerçek reddinin ortadan kalktığını...

                UYAP Entegrasyonu