E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Somut olayda; muris muvazaası nedeniyle miras payı oranında araç plaka kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilinin talep edildiği, bunun mümkün olmaması halinde tenkis talep edildiği, araç ve araç plakasının menkul mal niteliğinde olduğu, tenkisin alacağa ilişkin olduğu, davalı tarafın talebinin tedbirin tamamen kaldırılmasına değil, eski araç üzerindeki tedbirin aynı plaka üzerinde baki kalması kaydı ile yeni şase ve motor no'lu araç üzerine kaydırılmasının talep edildiği, talebin usul ve yasaya uygun olduğu, mahkemenin talebi ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, talep gibi eski araç üzerindeki tedbirin aynı plaka üzerinde baki kalması kaydı ile yeni araç üzerine tedbirin kaydırılması talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle: A-Davalılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile İstanbul 40....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAHİLİ DAVALI :ABDULLAH KAYA DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... ile dahili davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/05/2019 NUMARASI : 2016/1565 ESAS, 2019/277 KARAR DAVA KONUSU : Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar T9 T7 T8 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; muris Sadık Çukuroğlu'nun dava konusu parseldeki bir takım hisselerini muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürülerek muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davalılar T9 T7 T8 vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine yönelik karar verilmesini talep etmiştir....
İşte bu görüşten hareketle, 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında taraf muvazaası ve takma ad (namı-müstear) davalarında iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceği kabul edilmiştir. Somut olaya gelince; toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden davacının taraf muvazaası iddiasını 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille kanıtlayamadığı gözetilerek bu istek bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki; davacının muris muvazaası iddiası bakımından mahkemece bir inceleme yapılmamıştır. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Her ne kadar bu davada da 1 ve 4 parseller dava konusu yapılmışsa da temyize konu bu davada muris muvazaası iddiasına dayanılmıştır. HUMK.nun 237. maddesince kesin hükmün varlığından söz edebilmek için davanın tarafları, konusu ve dayanılan hukuki sebebin aynı olması gerekir. Oysa, ilk açılan davada dayanılan hukuki sebep tenkis iken bu davada muris muvazaası iddiasına dayanılmıştır. O halde, olayda kesin hüküm olgusu yoktur. Davacıların muris muvazaası iddiasıyla açtıkları bu davanın da esestan incelenerek sonuca bağlanması gerekir. Yukarıda söylendiği üzere bu davada muris muvazaası ikinci kademedeki istek olarakta 1 parsel üzerine davacılardan Muharrem İşbilir'in yaptığı yapı nedeniyle temliken davacılardan Muharrem İşbilir adına tescil talep edilmiştir. Değişik bir anlatımla Muharrem İşbilir dışındaki davacıların temliken tescil iddiasıyla ileri sürdükleri bir talepleri bulunmamaktadır....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, açtıkları davada davacılar, Neslihan ve Gülbahar'ın davalı ile Sulh olmakla davalarından feragat ettiklerini, dava dilekçesi incelendiğinde muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve davacılar adına miras payları oranında tescil talebinde bulunduklarının açık olduğunu, bu durumda diğer mirasçıların muvafakatinin alınmasına ve terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....
Somut olaya gelince; mahkemece hatalı nitelendirme yapılarak hile bakımından araştırma ve inceleme yapılmış, davada muris muvazaası bakımından yukarıda değinilen ilkeleri karşılar nitelikte bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Hâl böyle olunca, temlike konu edilen taşınmazların gerçek değeri ile akitteki değerin karşılaştırılması, mirasbırakanın başka mal varlığının ve satmaya ihtiyacı olup olmadığının araştırılması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, gerektiğinde tanıkların muris muvazaası açısından yeniden dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, ayrıca davalıların savunması üzerinde de durularak savunmanın irdelenmesi, miras bırakanın iradesinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması; ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, davanın nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davacının, temyiz itirazı bu sebeple yerindedir....
ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacılar, mirasbırakan ...'in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 80, 263 (ifrazla 191 ada 9 ve 192 ada 1), 546, 547, 3596, 3658 (ifrazla 484 ada 5 ve 488 ada 8) parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını oğulları ...l ile torunları davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiklerini, davalıların da kendi aralarında muvazaalı satışlar yaptıklarını, işlemlerin gerçek satış olmadığını ileri sürerek muris muvazaası nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, muris ...'nin 1975 yılında, muris ...'in ise 1978 yılında öldüklerini, zaman aşımının dolduğunu, murisin oğlu Halil'in o yıllarda ticaretle uğraşmakta olup, alım gücünün bulunduğunu, muris ...'...
Dava dilekçesinde davacının, muris muvazaası hukuksal nedeni yanında ketmi verese hukuksal nedenine dayanarak dava açtığının da kabulü gerekmektedir. Bir davada 11.04.1990 tarihi,1990/1-152-236 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında da belirtildiği üzere birden fazla hukuki sebebe dayanılması olanaklıdır.Bu halde,mahkemece önem sırası dikkate alınmak suretiyle her bir hukuki sebep yönünden araştırma yapılması gerektiği yasal ve yargısal uygulamalar sonucudur. Somut olayda, Mahkemece ketmi verese nedeniyle değil salt muris muvazaası nedeniyle tapu iptali davası incelenmiştir. Gerçekten de, miras bırakan ...'...