WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı munzam zarar talebinde bulunmuştur. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TBK'nun 122. maddesinde "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder" düzenlemesinin yer aldığı, düzenleme uyarınca munzam zararı talep edebilmek için alacaklının munzam (aşkın) zarar talebinde bulunabilmesi için, alacaklının temerrüt faizini aşan zararının olması, temerrüt ile munzam zarar arasında illiyet bağının bulunması, borçlunun kusursuzluğunu ispatlayamamış olması gerekeceği açıktır....

    eksikliği sebebiyle reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte başvurucu tarafın iddia ettiği alacağını vaktinde tahsil etmiş olması halinde gelir getirici bir eylemde bulunup bulunmayacağını, alacağını tahsil edememesi sebebiyle zarar ve kar anlamında bir kalemin doğup doğmadığı belirsiz olduğundan aşkın zarar taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Bu itibarla davacı-zarar görenin soyut ispat yöntemine dayanan aşkın zarar talebinin yerinde olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama yönteminin----- uygulamasına uygun olduğu anlaşılmış, davacının aşkın zarar talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Aşkın zarar kısaca, temerrüt faizini aşan zarar olarak tanımlanmaktadır. Aşkın zararın talep edilebilmesi için temerrüde düşen borçlunun, temerrüde düşmede kusurlu olması gerekir. Aşkın zarar, borçlunun temerrüt tarihi ile fiili ödeme tarihi arasında doğan zararı ifade eder. Aşkın zararı ispat yükü talep eden alacaklı üzerindedir. Aşkın zararın ispatında iki yöntem ön plana çıkmaktadır. Somut yönteme göre, aşkın zararın varlığını iddia eden somut vakıalar ile zararın varlığını ve temerrüt ili zarar arasındaki illiyet bağını ispat etmek zorundadır. Borçlunun temerrüdü sebebiyle alacaklının kredi kullanması, cezai şart ödemek zorunda kalması, malvarlığını düşük bedelle satmak zorunda kalması örnek olarak sayılabilir. Bir diğer yöntem ise, soyut yöntemdir. Soyut yönteme göre alacaklı, aşkın zararı enflasyon, devalüasyon ve altın, döviz, asgari ücret gibi parametrelerdeki artışlar ile ispat edebilir. Alacaklının somut olayları ispat etmesi gerekmez....

          Aşkın zarar kısaca, temerrüt faizini aşan zarar olarak tanımlanmaktadır. Aşkın zararın talep edilebilmesi için temerrüde düşen borçlunun, temerrüde düşmede kusurlu olması gerekir. Aşkın zarar, borçlunun temerrüt tarihi ile fiili ödeme tarihi arasında doğan zararı ifade eder. Aşkın zararı ispat yükü talep eden alacaklı üzerindedir. Aşkın zararın ispatında iki yöntem ön plana çıkmaktadır. Somut yönteme göre, aşkın zararın varlığını iddia eden somut vakıalar ile zararın varlığını ve temerrüt ili zarar arasındaki illiyet bağını ispat etmek zorundadır. Borçlunun temerrüdü sebebiyle alacaklının kredi kullanması, cezai şart ödemek zorunda kalması, malvarlığını düşük bedelle satmak zorunda kalması örnek olarak sayılabilir. Bir diğer yöntem ise, soyut yöntemdir. Soyut yönteme göre alacaklı, aşkın zararı enflasyon, devalüasyon ve altın, döviz, asgari ücret gibi parametrelerdeki artışlar ile ispat edebilir. Alacaklının somut olayları ispat etmesi gerekmez....

            Bu itibarla salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir....

              Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır. 34. Bu itibarla davacı tarafından ileri sürülen, ülkemizdeki belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebi, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemez....

                Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır. 34. Bu itibarla davacı tarafından ileri sürülen, ülkemizdeki belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebi, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemez....

                  YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ...E. ...K. "..Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır. Bu itibarla davacı tarafından ileri sürülen, ülkemizdeki belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebi, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemez....

                    Davacı munzam zarar talebinde bulunmuştur.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TBK'nun 122. maddesinde "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder" düzenlemesinin yer aldığı, düzenleme uyarınca munzam zararı talep edebilmek için alacaklının munzam (aşkın) zarar talebinde bulunabilmesi için, alacaklının temerrüt faizini aşan zararının olması, temerrüt ile munzam zarar arasında illiyet bağının bulunması, borçlunun kusursuzluğunu ispatlayamamış olması gerekeceği açıktır....

                      UYAP Entegrasyonu