"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 19/son maddesi uyarınca Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 19/son maddesi uyarınca Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılmış, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
"İçtihat Metni" TARİHİ : 29/01/2015 NUMARASI : 2011/37-2015/14 Taraflar arasındaki zemini tespit harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idareler vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, zemini tespit harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir....
Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazın paydaşlarından davalılar İsmail ve ... vekili taşınmaz üzerindeki dört katlı binanın müvekkilleri tarafından yapıldığını belirterek mülkiyetin tespiti için dava açacaklarını, süre verilmesini talep etmiş, mahkemece 18/05/2011 tarihli celsede davalılar vekiline muhtesatın tespiti davası açmak üzere süre verilmesine şeklinde ara kararı oluşturulmuş, ancak kararda HUMK.'nun 567. maddesi hükmü uyarınca 10 günlük sürenin verilmediği görülmüştür. Davalılar vekili tarafından 01.08.2011 tarihinde ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesine muhtesatın tespiti davası açılmış olup, mahkemece bu davanın HUMK.'nun 567.maddesinde öngörülen süre içinde açılmadığı gerekçesiyle bekletici mesele yapılmasına karar verilmemiş ise de anılan madde hükmü hakimin taraflara süre vermesi hallerinde uygulanır. Davalılara mülkiyetin tespiti davası açmak üzere bir süre verilmediğine göre bu davanın süresinde açılmadığından sözedilemez....
Her iki keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporları arasında muhtesatın nitelik ve değerleri arasında aşırı derecede fark bulunmakta olup bu farka ilişkin çelişki giderilmemiştir. Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporlarında bütünleyici parça niteliğinde olmayan teferruat ve bir takım değer arttırıcı faydalı masrafın da oranlamaya dahil edildiği görülmektedir. Bu husus yasaya aykırı olup mahkemece diğer bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılarak davacıya ait muhtesatın niteliği ve değerinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hatalı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Köyü Tescil Harici 22 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili ... İlçesi .. Köyünde bulunan tescil harici taşınmaz üzerindeki muhtesatın Kamulaştırma Kanununun 19. maddesi uyarınca davalı Hazineye ait olduğunun tespiti durumunda bedelin ödenmemesine, ...’a ait olduğunun tespiti halinde muhtesat bedelinin ilgiliye ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davalı ...'un zilyetliğindeki muhtesatın bedelinin tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhtesat bedelinin tespiti ve kamulaştırılan muhtesatın davacı idareye aidiyetine karar verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/165 E. - 2017/136 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhtesat bedelinin tespiti ve kamulaştırılan muhtesatın davacı idareye aidiyetine karar verilmesi istemine ilişkindir....
Öte yandan; taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bulunan bir muhtesata yeni bölümler ilave edilmesi veya mevcut muhtesatın bakım ve onarımının yaptırılması ya da muhdesatın oturulabilir hale getirilmesi için tamamlanması bağımsız bir muhtesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhtesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhtesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Mevcut muhtesatın tamamlanması veya mevcut muhtesatın bakım ve onarımının yaptırılması muhtesatın bu işleri yapan kişiye ait olması sonucunu doğurmaz. Bu tür işlerin yapılması için harcanan giderler muhtesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik yada maliklarinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur....
Gereği görüşüldü: Dava niteliği ve içeriği itibariyle taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Tapuda kayıtlı ve ortaklığın giderilmesi davasına konu olduğu belirlenen 2873 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bina niteliğindeki muhtesatın zemin ve birinci katı ve eklentilerinin davacı ... tarafından meydana getirildiği, mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davalılardan ...'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,peşin ödenen harcın mahsubu ile eksik ödenen 7,00 TL harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhtesatın tespiti KARAR Dairenin 09.02.2015 tarih, .. Esas-.... Karar sayılı geri çevirme yazısıyla; taraflar arasında görülmekte olan muhtesatın tespitine ilişkin davada hükme esas alınan Sapanca Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.11.1957 tarih ve ... Esas-Karar sayılı ilamının onaylı bir örneği ile ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek dosya içerisine konulması istenilmiş, ancak yapılan incelemede ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasının dosyaya eklenmesi için herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ; muhtesatın adiyetinin tespiti talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında taraf delillerinin toplandığı, tanıkların dinlendiği, mahallinde keşif icra edildiği, dava değerinin belirlendiği ( yapı ve muhtesat değerleri 188.805,00 TL) ve dava değeri üzerinden eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir....