Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

    Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacılarca meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; Mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, mülkiyetlerinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru değildir....

      Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacılarca meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; Mahkemece muhdesatın davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, mülkiyetlerinin davacılara ait olduğunun tespitine de karar verilmesi doğru değilse de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

        K A R A R Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen dava konusu taşınmazda bulunan ev ve diğer muhdesatların vekil edenince inşa edildiğini belirterek, muhdesatın tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı ön inceleme duruşmasında davayı kabul etmiştir. Katılan ... Canlı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüyle, taşınmaz üzerindeki 11.02.2015 tarihli bilirkişisi raporunda belirtilen garaj, ev, sundurma, tel çit ve duvarın davacı tarafından inşa edildiğinin tespitine karar verilmiştir. Hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; muhdesatın tespiti davası, bir tespit davası olmakla davacının dava açmakta güncel hukuki yararının bulunması gerekir (HMK mad. 106). Bu güncel hukuki yararın sadece davanın açıldığı tarihte değil, tahkikatın bitimi ve hükmün verilmesine kadar devamı gereklidir....

          tarafında, C ile gösterilen 82 m² tabanlı 2 katlı binanın davacı ... tarafından, D ile gösterilen 120 m² taban alanlı 3 katlı binanın davacı ... tarafından yapıldıklarının tespiti ile bu kişilere ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalılardan Çağrı tarafından temyiz edilmiştir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır. Dosya kapsamına göre, davalı ...'nın ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacılar tarafından meydana getirildiğini açıkça kabul ettiği sabittir. Bu nedenle eldeki temyize konu davada muhdesatların davacılar tarafından yapıldığını açıkça kabul eden ...'ye husumet yöneltilmesi doğru olmamıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ile ... ve Karayolları Genel Müdürlüğü aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.12.2013 gün ve 266/544 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... ile Karayolları Genel Müdürlüğü vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, kamulaştırma işlemine konu 116 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı binanın ve ağaçların davacıya ait olduğunu açıklayarak bu hususların tespitine ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., dava konusu binayı kimin yaptığını bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili ise, davada Karayolları Genel Müdürlüğü'nün taraf sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki muhdesatın tespiti davasının reddine dair ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.02.2016 gün ve 551/40 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Mahkemece, davacılar tarafından açılan muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki; davacılar ..... .... ve ... tarihsiz dilekçeleri ile davadan vazgeçtiklerini beyan etmişlerdir. Davadan feragat, HMK'nun 311. maddesi gereğince kesin hüküm sonuçlarını doğurur ve karşı tarafın kabulüne de bağlı değildir. Karar kesinleşinceye kadar her aşamada feragat mümkündür. Bu durum karşısında karar ortada durdukça mahkemenin davayı yeniden ele alıp feragat nedeniyle bir karar vermesi mümkün değildir....

                Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın ispatlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Bilindiği üzere; bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar....

                Davalı ... vekili, vekil edeninin dava konusu taşınmazdaki hisseleri kayıt maliklerinin bir kısım mirasçılarından satın aldığını, satın aldığı esnada tüm muhdesatın bugünkü hali ile yer aldığını, tapu kaydında muhdesatın davacıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir şerh bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davalı ... aleyhine açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulü ile 197 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan bina ve muhtelif cins ve nitelikteki tüm ağaçların davacıya ait olduğunun tespitine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir....

                  Mahkemece, “Toplanan delillere göre, davaya konu muhdesatın, davacı ...'in eşi Kazım Metin tarafından yapıldığı, davacı ... tarafından yapılmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar yazılı gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davalarda; Mahkemece araştırılması gereken husus muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına yaptırıldığıdır. Her ne kadar yargılama sırasında dinlenilen davacı taraf tanıkları ve mahalli bilirkişilerce davaya konu binanın muris ....m tarafından yapıldığı beyan edilmiş ise de, dosya arasında bulunan ...'e ait veraset belgesinin incelenmesinden, muris...ın ve yargılama sırasında vefat eden davacı ...'nın ölümü ile,...nın mirasçıları olan ..., ... ve ...'...

                    UYAP Entegrasyonu