Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. 1. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Muhdesat tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan diğer tüm tapu maliklerinin veya tapu kayıt malikinin mirasçılarının davada taraf olarak yer almaları zorunludur. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya içeriğindeki tapu kaydının incelenmesinde, dava konusu muhdesatların üzerinde yer aldığı 360 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanı ... adına kayıtlı ve bu sebeple miras ortaklığına dahil olduğu, kayıt malikinin 11.03.1990 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan mirasbırakan ...'...

    Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. 1-Bilindiği üzere, bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. 26.05.2004 gün ve 5177 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 19. maddesine eklenen ek fıkra hükmünde "başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11. madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir" denilmektedir. Bu hükümle başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhtesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaşma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliğin tespiti (muhdesatın tespiti) davası açma hakkı tanınmıştır....

      Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına adiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. .//.. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre ağaç niteliğindeki muhdesatların davacı tarafından dikildiği-yetiştirildiği ve beton sulama havuzunun davacı tarafından yapıldığı sabit olmuştur....

        İddiada ileri sürülen maddi olgulara ve hukuki nitelendirmeye göre, kural olarak bu tür muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacıların, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yararları bulunmamaktadır. O halde; hukuki yarar yokluğu nedeniyle muhdesatın tespiti davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesatın tespiti davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.04.2014 gün ve 453/258 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların paydaş olduğu... ada . parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan evin davacıya ait olduğunu açıklayarak bu hususun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunu, ortaklığın giderilmesi davasında bu hususun kendisine açıkça sorulmadığını, sorulsaydı davacının muhdesata ilişkin iddiasını kabul edeceğini belirtmiş, davayı kabul etmiştir....

            Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, dava konusu 326 ada 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 2 katlı taşınmazın 2. katının davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece anılan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın davacıya aidiyetine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı ...'...

              Bu gibi ekonomik değeri olan mirasbırakan tarafından meydana getirilmiş eski muhdesatın yıkılıp, yerine mirasçı tarafından muhdesat meydana getirilmesi durumunda, muhdesat tespiti davasının dinlenmemesi, bu yeni muhdesatın meydana getirdiği zenginleşmenin zenginleşen mirasçı veya mirasçılardan haksız zenginleşme (TBK) hükümleri çerçevesinde istenebilmesine olanak tanınmalıdır. Açıkladığım nedenle; hükmün davanın reddine karar verilmek üzere bozulması gerektiğini düşünüyorum. 16.06.2014...

                a ait vekaletname ibraz edilmemiş ise de mirasçı ...’ın davaya muvafakatının sağlanması, olmadığı takdirde davacı mirasçılara terekeye temsilci tayini için süre verilerek tereke temsilcisi ile davanın görülmesi, bu durumda mümkün olmaması halinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kesin süre içerisinde vekaletname ibraz edilmediğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de kural olarak, taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında, husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur....

                  Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad. 114/1-h, 115) Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. 26.05.2004 tarihli ve 5177 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 19. maddesine eklenen ek fıkra hükmüne göre, başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmıştır. Kural olarak, husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. 1....

                    Muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarının inceleme alanı, Yargıtay'ın devamlılık arz eden kararlarında şu şekilde belirlenmiştir: "Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir." (Yargıtay 8....

                    UYAP Entegrasyonu