Somut olayda, davacılar vekili, dava konusu taşınmazın iki adet binanın bulunduğu yer yönünden ifrazı ile müvekkilleri adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde muhdesatın (iki adet binanın) davacılara ait olduğunun ve değerinin tespiti ile davalılar açısından haksız zenginleşme nedeni olan miktarın payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacıların, ifrazen tescil talebi yanında muhdesat tespiti ve ( sebepsiz zenginleşmeye dayalı) alacak talebi de mevcuttur. Ancak, mahkemece alacak istemi yönünden bir inceleme yapılmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, davacıların az yukarıda belirtilen terditli talebi olan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebi hakkında toplanmış ve/veya toplanacak olan deliller değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi olmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, davacıya davalılar ile davalıların murisi tarafından satılan taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin olup, mahkemece ödenen bedelin güncellenmiş değerinin tahsiline karar verilmiş olmakla ihtilaf sebepsiz zengileşme olarak değerlendirildiğinden kararın temyizen incelenmesi görevi 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 3. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 08.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı taraf taşınmaz üzerindeki muhdesat meydana getirildikten sonra taşınmazda paydaş olmuş ise, bu satın alma ile ancak taşınmaz üzerindeki muhdesatın da aynı oranda payını satın almış sayılır. Muhdesatın mukadderatı arza tabi olduğundan ve muhdesatın arzından ayrı satışa konu edilmesi mümkün olmadığından muhdesatın tümünün kendisine ait olduğunu öne süremez. Bu halde ancak taşınmazdaki payını davacıya satan kişiler ile taşınmazda halen paydaş olan davalı taraf aleyhine koşullarının varlığı halinde B.K.nun 60/1. maddesinde öngörülen haksız zenginleşme hükümlerine göre alacak davası açma hakkı bulunmaktadır. Bu nitelikteki dava ise eda davası niteliğindedir. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmiştir....
Somut olayda; muhdesatın aidiyetinin tespiti ve beyanlar sütununda gösterilmesi, bu istem kabul edilmezse sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talep edilmiştir. Evlilik birliği içerisinde edinilen mallara katkı sağlamaya dayalı ve yukarıda açıklanan aile mahkemesinde görülmesi gereken nitelikte bir istem söz konusu değildir. Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre ileri sürülen istemlerin tarafların anne, baba ve çocuklardan oluşması ve binanın evlilik birliği içerisinde yapılmış bulunması nedeniyle davanın aile mahkemesi sıfatıyla incelenerek sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 24.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu olan ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı bina üzerine vekil edeni tarafından yapılan bir kat ile çatı katının vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı tarafından yapılmış müstakil bir ev bulunmadığından aidiyetinin tespiti talebine konu bir muhdesatın da olmadığı, davacıların yapmış oldukları işlemlerin tespit davasının konusu olamayacağı, olsa olsa sebepsiz zenginleşme ve tazminat talebine konu olabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini arttıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını B.K.'nun 77 ve onu izleyen maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur....
Davacı 217 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 1.kat 2 nolu bağımsız bölümü kendisinin yaptırdığını, davalının açtığı ortaklığın giderilmesi davası sonucu satıldığında sebepsiz zenginleşeceklerini ileri sürerek, 2 nolu bağımsız bölümün davacı tarafından yapıldığının tespiti ile dava tarihindeki değeri olan 20.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece davacı ve eşinin 1991 yılında bir kısım malzemeyi ödediği kabul edilmiş, 21,87 TL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1990/1-1991/1 sayılı 22.2.1991 sayılı kararı gereğince müşterek veya iştirak halindeki mülkiyette şuyuun giderilmesi sonucu elde edilen satış bedelinden muhdesatı yapan paydaşa ödenecek miktarın muhdesatın vücuda getirildiği tarihte bunun yapılması için harcanan para ile sınırlı değildir. Paydaşlardan biri yaptığı muhdesat bedelini sebepsiz iktisap hükümlerine göre isteyebilir....
Davacının, muhdesatın tespiti talebi yanında (sebepsiz zenginleşmeye dayalı) alacak talebi de mevcuttur. Ancak, mahkemece alacak istemi yönünden bir inceleme yapılmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, davacının az yukarıda belirtilen terditli talebi olan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemi hakkında toplanmış ve/veya toplanacak olan deliller değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi olmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazının REDDİNE, (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tazminat istemine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkeme hükmünün BOZULMASINA, karardan bir örneğin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Gerek davacılar vekilinin dava dilekçesindeki beyanlarından, gerekse yargılama sırasında dinlenilen taraf tanıklarının beyanlarından davaya konu yapının öncesinde mevcut olduğu, davacıların murisi tarafından söz konusu yapıya ilaveler ile iyileştirme giderleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Taşınmaz üzerine daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhtesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan muhdesatın aidiyeti ve sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir....