Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince: Davalılardan ... ve ...’a bilirkişi raporlarının tebliğ edilmediği ve adı geçen davalıların temyiz aşamasında muhdesat iddiasında bulundukları anlaşılmakla, mahkemece muhdesatlar konusunda uyuşmazlık bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, muhdesatlara itiraz edilmemesi halinde bilirkişilere usulüne uygun muhdesat oranlaması yaptırılarak muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilerek oranlamaların hüküm sonucunda gösterilmesi; uyuşmazlık bulunması halinde muhdesatın aidiyeti davası açılması için muhdesat iddiasında bulunan davalıya süre verilerek verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda arz-muhdesat oranının gösterildiği ancak bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazdaki davalıya ait muhdesat değerinin muhdesat ve arz bedeli toplamına oranlanması gerekirken muhdesat bedeli ile davalının tapudaki payına ait arz bedeli toplamının toplam değere oranlanması doğru olmamıştır. Mahkemece, Dairemizin yukarıdaki ilkeleri doğrultusunda oran kurulması konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak satış bedelinin dağıtılmasında muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında tüm paydaşlara (ortaklara) dağıtılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Davalılar, dava konusu taşınmaz üzerinde ortak murislerinden kalan binalar olduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş; davacı vekili ise davalıların muhdesat iddiasını kabul etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. 1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ...’ın aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2)Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir....

        Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; davalılar ... vd. tarafından muhdesat iddiasında bulunulduğu ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açıldığı; ... 8....

          Davacı vekili, yedi adet taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesini talep etmiş, 102 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ev ve ağaçlar ile ilgili muhdesat iddiasında bulunmuş, aynı taşınmaz üzerinde davalı ...'a ait bir evin de bulunduğunu belirterek bu parsel ile ilgili arz ve muhdesat oranının bu şekilde hesaplanmasını istemiştir. Bir kısım davalılar, dava konusu taşınmazların satılmasını istemediklerini, davacının muhdesat iddiasını kabul etmediklerini, davalı ...'ın 102 ada 13 sayılı parsele ev yaptığını belirtmişlerdir. Mahkemece, dava konusu yedi adet taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine 102 ada 13 sayılı parsel yönünden muhdesat iddiasında bulunan paydaşların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açmakta muhtariyetlerine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ..., ..., ..., ..., ......

            Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davacı ... vekiline muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davacı ...’ya aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuşçasına davaya devam edilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden...

              Hükmü, davacı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacının temliken tescil isteminin reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş, bu husustaki temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir. 2-Karşı dava beyanlar hanesindeki muhdesat kaydının terkini istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır....

                Görüldüğü üzere muhdesat konusunda davacının beyanları arasında çelişki bulunmaktadır. Mahkemece, tüm taraflara muhdesat konusundaki iddiaları, itirazları sorulmalı, bütün paydaşların muhdesat konusunda ittifak etmemesi durumunda muhdesat iddiasında bulunan paydaşa/paydaşlara görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Hükme esas alınan 02.05.2016 tarihli inşaat bilirkişi raporunda; davalı ...’e ait muhdesat bedeli hesaplanmıştır; ancak dosya kapsamından davalı ...’in muhdesat iddiasında bulunduğu anlaşılamamaktadır. Yine aynı bilirkişi raporunda davalı ...’a ait meskenin muhdesat bedeli hesaplanmıştır; ancak davalılar ... ve ... kendilerine ait müşterek bir ev bulunduğunu iddia etmektedir. Hükümde ölü tapu kayıt maliki ... adına hüküm kurulması da doğru görülmemiştir....

                  Somut olaya gelince; davanın kabulü ile 8050 ada 29 parseldeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; 02.06.2021 tarihli rapora atıf yapılarak açıkça muhdesat sahibi paydaşların kimliği ve bu paydaşlara düşen muhdesat oranı yüzde olarak belirtilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca taşınmazın satışından elde edilecek bedelin muhdesat oranı doğrultusunda öncelikle muhdesat sahibi paydaşlara ödendikten sonra kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Kabule göre de; dava konusu 8050 ada 29 parsel üzerinde davalılara ait muhdesat bulunduğundan harcın satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda taraflardan tahsiline karar verilmesi gerekirken tapu kaydındaki hisseler oranında taraflardan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir....

                    Somut olaya gelince; davacı tarafından, muhdesat iddiası ileri sürülmüş olup, muhdesat iddiasının kabul edilip edilmediği hususunda tüm tarafların beyanları alınmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu