Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davalıların yargılama sırasında muhdesat iddiasında bulunması üzerine mahkemece muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için süre verilmiş olup, Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/116 Esas sayılı dosyası ile 01.02.2018 tarihinde muhdesat aidiyetinin tespiti davası muhdesat iddiasında bulunan ..., ... ve ... ... tarafından ...’ya karşı açılmış, bu davada 213 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı yığma 90,00 metrekarelik yapının davacılar murisi ... ... tarafından meydana getirildiğinden davacıların hisse payı oranında tespitine, davacı ...’nın ağaçların tespitine yönelik talebinin feragat nedeni ile reddine, davacının samanlığın tespitine yönelik talebinin de reddine 21.01.2021 tarihinde karar verilmiştir. Tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 30.03.2021 tarihinde hüküm kesinleşmiştir....

    DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti Y.. K.. ile S.. K.. aralarındaki Muhdesat Aidiyetinin Tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.01.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ev, ahır, samanlık ve deponun davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu muhdesatın ortak miras bırakan tarafından yapıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur....

      Giresun Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/39 Esas, 2018/602 Karar sayılı dava dosyasında verilen Muhdesat Aidiyetinin Tespiti talebinin kısmen kabulüne karşı, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

      Bu nedenle kavak ve söğüt ağaçları, kendiliğinden yetişebilen ya da ekonomik amaçla yetiştirilen ve kesilip satılabilen ağaçlar olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmayıp, taşınır hükümlerine tabi mal niteliğinde olduğundan, bu tür ağaçlarla ilgili sorunun çözümünün TMK'nin 728. ve 729. maddelerinde aranması gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....

        Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1- h ve 115. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz ile ilgili ortaklığın giderilmesi davası olduğu sabit olduğundan davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Mevzuat 1. Bilindiği üzere ve kural olarak tespit davalarında; tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında "tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır." denilmektedir. 2. 6100 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin (h) bendine göre, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verir. 3....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Mevzuat 1. Bilindiği üzere ve kural olarak tespit davalarında; tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında "tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır." denilmektedir. 2. 6100 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin (h) bendine göre, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verir. 3....

            Faruk Topuz cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Yahyalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/31 Esas sayılı dava dosyasıyla dava konusu edildiğini, davacının muhdesat tespiti istemesinin mevcut davayı uzatmaya yönelik olduğunu,müvekkili murisine ait taşınmaz üzerinde inşaa edilen binanın, müvekkillerin murisine ait olduğunu, davacının muhdesat iddiasında bulunmasını kabul etmediklerini, bina üzerinde iyileştirmelerde bulunduğunu iddia eden davacının, yapmış olduğu işlemlere ilişkin muhdesat tespit davasında hukuki yararı olmadığını, müvekkiller murisinin 100....

            Davalılar ... ve ...’nin ortaklığın giderilmesi davasında davacının hak iddia ettiği muhdesata yönelik mülkiyet iddialarının bulunmadıklarını belirterek beyanlarını imzaları ile teyit ettikleri, bu yönü ile davacının bu davalılar yönünden dava açmada hukuki faydasının olmadığı, 2. Davalı ...’inde ortaklığın giderilmesi davasında havuzlu dubleks niteliğindeki binayı davacının yaptırdığını beyan edip bu muhdesat hakkında mülkiyet iddiasında bulunmadığı, bu sebeple ilgili muhdesat yönünden dava açmakta hukuki yarardan söz edilemeyeceği, 3. Aynı şekilde davacının dava konusu ettiği tek katlı eklenti niteliğindeki yapı hususundaki iddiasını ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürmediği gibi bu muhdesat hakkında taraflar arasında uyuşmazlık doğmadan eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla anılan bu yapı hakkında da dava açmada hukuki yararın bulunmadığı, 4....

              Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1- h, 115 m.). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3 maddesi hükmüne göre de, kesinleşmiş kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz....

              UYAP Entegrasyonu