Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 05/07/2010 tarihli dava dilekçesiyle İstiklal mahallesinde 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, Hazine adına tespit edilen Yuvalıdere beldesi İstiklal Mahallesi 161 ada 6 parsel sayılı beyanlar hanesinde gösterilen fındık ağaçlarının kendisine ait olduğu iddiasıyla, beyanlar hanesindeki muhdesat şerhinin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve çekişmeli 161 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir....

    Bir başkasının maliki olduğu tapuda kayıtlı taşınmaz üzerindeki muhdesatın hak sahibi dışındaki bir kimseye ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine olanak sağlayan yasa hükmü 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesidir. Uygulamada kısaca «muhdesat şerhi» olarak bilenen bu tür işlemlerle genellikle hak sahibi kişinin durumunun üçüncü kişilere duyurulması veya bildirilmesi amaçlanır. Ne var ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunun 33. maddesi hükmüne göre Kadastro Kanununun 19. maddesi, kadastro uygulamasının yapılmadığı yerlerde uygulanamaz. Kısaca söylemek gerekirse, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinden yararlanılarak kadastro çalışma alanı dışındaki Genel Mahkemede görülen bir davada yasanın 19. maddesine göre iş ve işlem yapılma olanağı yoktur. Dolayısıyla mahkemenin muhdesat şerhinin kütüğün beyanlar hanesinde göstermesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır....

      Bir başkasının maliki olduğu tapuda kayıtlı taşınmaz üzerindeki muhdesatın hak sahibi dışındaki bir kimseye ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine olanak sağlayan yasa hükmü 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesidir. Uygulamada kısaca «muhdesat şerhi» olarak bilenen bu tür işlemlerle genellikle hak sahibi kişinin durumunun üçüncü kişilere duyurulması veya bildirilmesi amaçlanır. Ne var ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunun 33. maddesi hükmüne göre Kadastro Kanununun 19. maddesi, kadastro uygulamasının yapılmadığı yerlerde uygulanamaz. Kısaca söylemek gerekirse, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinden yararlanılarak kadastro çalışma alanı dışındaki Genel Mahkemede görülen bir davada yasanın 19. maddesine göre iş ve işlem yapılma olanağı yoktur. Dolayısıyla mahkemenin muhdesat şerhinin kütüğün beyanlar hanesinde göstermesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır....

        KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 19 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı Memduh tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava kesinleşen kadastroya karşı açılan ve Kadastro Kanununun 19/2. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş İse de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....

          Bu nedenle; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. maddesi gereğince kadastro yapılıncaya kadar muhdesat ve kullanımla ilgili itiraz ve dava hakları dava yoluyla genel mahkemeden istenemeyeceğinden davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 12/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi....

            Ne var ki; Mahkemece hüküm kurulurken, dava konusu taşınmazın fiili kullanıcısının davacı olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verilmesi gerekirken, taşınmaz üzerinde muhdesat da bulunmadığı halde, taşınmazın muhdesat sahibinin davacı olduğuna dair şerh verilmesi isabetsiz ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasında yer alan "muhdesat sahibinin" sözlerinin hükümden çıkarılarak yerine, "fiili kullanıcısının" sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 15.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastrosu sırasında ... beldesi, ... mahallesi 175 ada 18 parsel sayılı 5604,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, taşınmaz 25 yıldır kendi kullanımında olmasına rağmen, müteveffa babası lehine muhdesat şerhi verildiğini belirterek muhdesat şerhinin hatalı yazıldığı iddiasıyla dava açmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesine istinaden yapılan tescil harici yerlerin kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 809 ada 1 parsel sayılı 3.795,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz zeytinli tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesine “taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının ...'e ait olduğu” şerhi yazılmıştır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın davalı tarafın kullanımında olmadığı iddiasına dayanarak, muhdesat şerhinin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, “çekişmeli taşınmazın, "tapunun beyanlar hanesine taşınmazın üzerindeki muhdesatların ve kullanımının ... oğlu, ...'...

                  Dahili davalı tapu müdürlüğü vekili, davanın usul ve hukuka aykırı olduğunu, Tapu Sicil Müdürlüğünün yasal hasım konumunda olduğunu, tapu kaydında düzeltim davasının çekişmesiz yargı işi olup, HMK nın 383 maddesine göre aksine bir düzenleme olmadığı sürece çekişmesiz yargı işlerinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek, görevsizlik kararı verilmesini talep etmiş, Dahili davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde 5831 sayılı tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen EK-4.madde hükümleri uyarınca Kadastro çalışması yapıldığını, 5831 sayılı Yasanın 8....

                  Konuyla ilgili olarak 2859 sayılı Kanunun 4. maddesinde, yenilemenin yalnız teknik çalışmaları kapsayacağı, tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı açıklanmış, bu Kanunun 6. maddesi uyarınca çıkartılan ve 21.03.1995 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin muhdesat başlıklı 15. maddesinde ise, tapulama veya kadastro sırasında tespit edilen ve tapu kütüğünde gösterilen muhdesatla ilgili el değiştirmelerin dikkate alınmayacağı, ancak tapulama veya kadastro çalışmalarından sonra meydana gelmiş muhdesat tespit edilerek yenileme tutanağı ve paftasında gösterileceği düzenlenmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu