"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili istemine davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu yapının taşkın yapı olduğu ve tanık beyanı ile de davacı tarafça yapıldığı, ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ Dava, muhdesatın tespiti olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 25.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. ... Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin ... bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi ... (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.05.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle davalı ... vekili 906 parsel sayılı taşınmazı ihya ederek bağ haline getirdiğini bu parseldeki muhdesat bedelinin tespiti ile müvekkiline ödenmesini, aynen taksime karar verilmesi halinde bu parselle ilgili muhdesatın müvekkili adına tespitini talep etmiş ise de süresi içinde muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açılmadığının anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının...
MUHDESATLARIN AİDİYETİNİN TESPİTİ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılardan S.. G.. ve H.. I.. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 1226 parsel sayılı taşınmaz üzerinde fen bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen muhdesatların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm az yukarıda isimleri geçen davalılar tarafından mahkemece kabulüne karar verilen ve bilirkişi raporunda (A) harfiyle işaret edilen iki katlı ev niteliğindeki muhdesata yönelik temyiz edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Ordu 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/233 esas, 2022/243 karar sayılı kararında: "Aidiyetinin tespiti istenen muhdesatın bir kısımının üzerinde bulunduğu 1535 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında T2 tarafından kamulaştırma işlemi yapılmış olması nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu görülmüştür. Aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen muhdesatın kim tarafından, kime ait olmak üzere, bir başka deyişle kimin adına ve hesabına yaptırıldığının duraksamasız belirlenmesi zorunludur. Yine; davaya konu edilen muhdesatın yeni bir yapı meydana getirme niteliğinde olması gerekir. Başka bir ifade ile muhdesat yapılırken emek ve parasal yönden katkıda bulunulması, kendi kullanımına yönelik tadilat iyileştirme vs. yapılması aidiyetin tespitinde önemli olmayıp, muhdesatın kime ait olmak üzere, kimin adına ve hesabına yaptırıldığının belirlenmesi zorunludur....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (HMK.nun 106/2. m.) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.11.2014 tarihinde verilen dilekçeyle muhtesatın aidiyetinin tespiti ile tapuya şerh verilmesi ikinci kademede muhtesat bedelinin tazmini talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine ilişkin verilen hükmün Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22.05.2018 tarih 2015/23351 E. - 2018/13006 K. sayılı ilamıyla bozulması sonrasında yapılan yargılamada muhtesat aidiyetinin tespiti istemi yönünden davanın reddine, tazminat istemi yönünden subut bulmadığından davanın reddine yönelik verilen 24/03/2021 tarihli hükmün ve 05.07.2021 tarihli kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekilince istenilmekle ek temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Dava; muhtesat aidiyetinin tespiti ile tapuya şerh verilmesi ikinci kademede muhtesat bedelinin tazmini istemine ilişkindir....
Kat 2 Nolu daire Bilal VEFA'ya, 3.Kat 3 nolu Daire T4 4.Kat 4 nolu daire T5 ve 5.kat teras dairesi ise Hacibekir ÇAVUR'a ait olduğunu, bu daireleri, müvekkillerinin 20 yıl önce satın aldıklarını, ancak binanın ruhsatının tam olmadığından, bağımsız bölümlerin tapularını alamadıklarını, davalıya karşı icra işlemleri başlatılmış olduğundan, müvekkillerinin mağdur olmaması için muhdesatın aidiyetinin tespitinin gerektiğinden, dava konusu dairelerin muhdesatının aidiyetinin tespitine, iş bu taşınmaz üzerine dava süresince, satışının ve temlikinin önlenemsi için tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, açılan tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmiştir. Kararı, davacılar istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Viranşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/1043 Esas 2022/1117 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava muhdesatın tespiti isteğinden ibarettir....
Açıklanan bu ilke ve esaslara göre kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. 2. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hâllerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti hâlinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.). 3....