Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarihli ve 564 sayılı kararı ile belirlenen iş bölümünün 22. Hukuk Dairesinin görevinin düzenlendiği kısmında, "ticari nitelikteki alım, satım ve diğer ticari ilişkilerden kaynaklanan İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine dayalı itirazın iptali ve İcra İflas Kanunu’nun 72. Maddesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" da sayılmış olduğundan, istinaf başvurusunu incelemekle görevli Daire, 22. Hukuk Dairesidir. Nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından da aynı gerekçeyle dosya 22. Hukuk Dairesine gönderilmiştir....
DAVA KONUSU : Muarazanın Önlenmesi KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen 04/08/2022 tarihli ara kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturalara ilişkin olarak Barkot - SUT kodu eşleştirmelerinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı kurum tarafından müvekkili aleyhine 53.019,99- TL cezai işlem tesis edildiğini, zamanaşımı ve husumet nedeniyle kurum işleminin yerinde olmadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşme ve mevzuat hükümlerine göre de kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu, kurum işleminin uygulanmasının Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/14 D.İş Esas, 2022/12 D.İş karar sayılı kararı ile tedbiren durdurulduğunu belirterek, muarazanın giderilmesine ve kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kan ürünleri ve hemefoli reçeteleri öncelikle ödenir” hükmüne rağmen işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek 2.6.2011 tarih 11838935 sayılı yazısı ile hesaplara bloke konulduğunu ilişkin işleminin iptali ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, bu davada ödenmeyen 4 aylık birikmiş ilaç bedeli alacağının tahsilini istemiştir. Davalı ise, davacı eczacının toplam 60.000.00 TL tutarında sahte ilaç kupürü reçete fatura etmesi nedeniyle davacının alacağına bloke konulduğunu ve savcılık soruşturmasının da halen devam ettiğini bildirmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ise de 24.04.2008 tarihli dilekçe ile duruşma talebinden vazgeçmiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davada, 01.12.2005 tarihli ...-... Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi İnşaatı Yapım işine ait sözleşmenin davalı idare tarafından fesih işleminin tedbiren kaldırılması, muarazanın giderilmesi ve fesih işleminin iptali talep edilmiştir. Yanlar arasındaki sözleşme bedel karşılığı düzenlenmiş olduğundan taraflardan birinin tek taraflı fesih iradesi ve bu irade beyanının karşı tarafa ulaşmasıyla fesih işlemi gerçekleşir ve hukuki sonuçlarını doğurur....
KARAR Davacı; davalı kurum ile arasında akdedilmiş Bağ-Kur Sigortalılarına Türkiye Eczacılar Birliğine Bağlı Eczaneler tarafından İlaç Sağlama Protokolünün, davalı kurum tarafından 1-r maddesi gerekçe gösterilerek haksız olarak feshedildiğini, bu fesih işleminin akabinde açtığı dava sonucu ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/83 sayılı kararı ile fesih işleminin iptaline karar verildiğini, bu kararın Yargıtay’ca onandığını, mahkeme tarafından hukuka aykırılığı tespit edilmiş olan fesih işlemi neticesinde maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.00 TL. maddi, 25.000.00TL. manevi olmak üzere toplam 75.000.00 TL. tazminatın fesih işlemi tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama esnasında ise davacı ...'ın dava dosyasında talep etmiş olduğu bedeli ...'na 20/03/2009 tarihli temlikname ile temlik ettiği anlaşılmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
K A R A R Davacı, davalı kurum tarafından eczacılık sözleşmesinin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini ileri sürerek, asıl dosyada V-1.i maddesine göre sözleşmenin feshine ilişkin kararın ve usulsüz tespit işleminin iptalini, birleşen dosyada ise V-r maddesine göre sözleşmenin feshine ilişkin kararın ve usulsüz tespit işleminin iptali ile muarazanın menine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen dosya yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece hüküm verildikten sonra davacı vekili açmış olduğu davadan feragat etmiştir. Feragat, kesin hüküm sonuçlarını doğurur. Yargılamanın her aşamasında davadan feragat edilebilir. Mahkemece, feragat dilekçesine göre işlem yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-İlk derece mahkemesinin; Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol’ün "Sözleşmenin Feshi ve Cezai Şartlar" başlıklı 5.1. maddesinde yer alan "taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir." hükmü uyarınca davalı kurum işleminin sözleşme maddesine uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği gerekçesi ile hüküm kurması gerekirken, davacı eczacının Kurumla olan sözleşmesinin fesih işleminin, FETÖ/PDY terör örgütü nedeniyle OHAL kapsamında yapılan işlemlerden olduğundan, ilgili 675 sayılı KHK m.16 hükümleri uyarınca OHAL kapsamında yapılan işlemlere karşı müracaat yerinin kurulan ilgili komisyon olması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, Kurum işleminin iptaline, yatırılan muarazanın men’ine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı eczacı, davalı kurumca yapılan denetimler sonucunda 2009 protokolünün 6.3.3, 6.3.10, 6, 3, 12 maddelerini ihlal ettiğini belirterek 29.12.2011 tarihli yazıyla toplam 65.806,00 TL cezai şart ve ve protokolün 4.36 maddeleri uyarınca cezaya neden olan 6571 TL reçete bedellerinin tahsilinin istendiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; işleminin iptali ile muarazanın giderilmesini istemiş, bilahare cezai şartın tahsil edildiğini 6.3.12 maddesine aykırılıktan verilen 92,80 TL cezai şartın iade edildiğini, bakiye 72.284,51 TL nin istirdatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı kurumun 29.12.2011 tarihli yazı ile çıkardığı muarazanın meni ile davalı tarafça tahsil edilen 72.284, 52 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, kurum işleminin iptali ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere ve gerekçe içeriğine göre, yerel mahkemece verilen ara kararda, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, istinafa konu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....