Davalı kurum, sigortalılarına verilmeyen bazı ilaçların kendilerine fatura edildiğini gerekçe gösterip sözleşmeyi fesh etmiş, davacıda bu fesih işleminin geçersizliğini istemiştir. Davalı kurum bu fesih kararı ile kendisi ve diğer kamu kuruluşlarını etkiler şekilde muaraza yaratmıştır. Bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararı vardır. Davacı tarafından açılan bu dava mahiyeti itibariyle muarazanın meni niteliğindedir. Dairemizin istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece, işin esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usül ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 3.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı kararının etkisinin nihai karar kesinleşinceye kadar devam edeceği hususunun gözetilmesi ve devamına, haklı davanın kabulü ile 10/05/2018 tarih ve 2018/13 K. sayılı komisyon kararı ile "Öngörülebilir Risk" gerekçesi ile davacı alacaklarının blokelenmesi" işleminin tüm sonuçları ile birlikte iptaline, muarazanın giderilerek sözleşmenin aynı koşullarda devamına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı kurum üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir....
KARAR Davacı, tekin eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı Kurum tarafından gönderilen 27.04.2012 tarihli yazı ile sigortalılar adına gerçeği aykırı olarak düzenlenen reçetelerden 10 tanesinin eczanesinden fatura edildiği gerekçesi ile reçete bedeli ve cezai şart olmak üzere toplam 65.320,63 TL'nin tahsil edileceğinin bildirildiğini, ancak hakkında tesis edilen söz konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek toplam 65.320,63 TL reçete bedelinin tahsili işleminin haksızlığının tespiti ile muarazanın önlenmesine, Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacı hakkında tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı, davalı kurum ile olan sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini öne sürerek, haksız sataşmanın giderilerek, ödenmeyen fatura bedellerine mahsuben şimdilik 1000 YTL, yasaklı bulunduğu dönemde satamadığı ilâçlar nedeniyle kâr mahrumiyetine mahsuben 3001 YTL ve ticari çevresinde oluşan daralma nedeniyle meydana gelen zarara mahsuben 1000 YTL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece Davanın kabulüne, Davalının davacı ile yaptığı sözleşmenin 3 ay süreyle feshine ilişkin işlemin iptaline ve taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile ; davalı kurum tarafından yapılan fesih işleminin haksız olduğunu belirterek, eczanesine ilişkin 3 ay süre ile sözleşmenin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiş, davalı ise işlemin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 29/09/2004 tarih, 2004/13- 417 Esas - 2004/442 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın (çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi (men'i) talep edilir. Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı bankanın müşterisi olup, emekli maaşının davalı bankada bulunan hesaba yatırıldığı, davacının davalı bankadan 19/07/2013 tarih ve 21.000,00.-TL bedelli 48 ay süreli taşıt kredisi kullanıldığı, kullanılan bu kredi nedeni ile emekli maaş hesabından kesinti yapıldığı ve bloke işleminin uygulandığı iddiasına dayalı olarak eldeki davanın açıldığı ve mahkemesince uyuşmazlık konusunun Tüketici Hakem Heyeti sınırları içerisinde kaldığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği tespit edilmiştir....
K A R A R Davacı, eczacı olduğunu, davalı kurum ile protokol imzaladığı, hasta ... tarafından 17/04/2013 tarihli reçete muhteviyatı ilacın kendisi tarafından alınmadığına ilişkin, şikayeti üzerine, davalı kurum tarafından başlatılan soruşturma sonucunda hastaya teslim edilmediği iddia edilen ilaç bedelinin 10 katı tutarı olan 100.315,13 TL cezai şart uygulanmasına karar verildiği, davalı kurumun uygulamasının tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, cezaya konu olan reçete muhteviyatı ilacın hasta yakınına teslim edildiği, hastanın daha sonra kuruma verdiği dilekçe ile ilaçların oğlu tarafından alındığını beyan ettiğini ileri sürerek, cezai şart işleminin iptalini ve muarazanın men'ini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada davacı talebi, 62.500 TL cezai şarta yönelik davalı kurum işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile muarazanın giderilmesine yöneliktir. Mahkeme, davacıya toplamda 25.000 TL tutarında cezai şart işlemi uygulanması gerektiği yönünde gerekçe oluşturulmasına rağmen, hüküm kısmında davalı kurum tarafından davacıdan tahsil edilen ve edilmeyen miktarlar da esas alınarak, 29.002,04 TL cezai şart tahsil işlemine yönelik talebin reddine karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Davacı, davalı Kurum işleminin iptali ile 3201 sayılı Yasaya göre yaptığı borçlanma geçerli olduğunun tesbitine ve 07.05.1999 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, bozmaya uyarak, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Dava, davalı tarafından davacı ile akdedilen protokolün tek taraflı olarak yapılan fesih işleminin iptali ile yaratılan muarazanın giderilmesi talebine ilişkindir. Davacının davalının fesih işleminin haksız ve geçerli bir nedene dayalı olmadığını iddia etmektedir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması yasa gereği olup, mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve deliller toplanmadan hüküm kurulması hatalıdır. Bu durumda tarafların delil ve karşı delilleri toplanmalı, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....