Sayılı ilamı).Buna göre araçtan beklenen faydayı maddi ve manevi anlamda önemli ölçüde azalttığı sabit olmakla alıcının seçimlik haklardan aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep etmesinde TMK 2 maddesi ile menfaatler dengesine aykırı bir yön bulunmadığı gibi bu seçimlik hakkın kullanılması bilakis alıcının sözleşme yapmaktaki amacını gerçekleştirmektedir. Somut olayda ise davacı taraf sözleşmeden dönme ve bedel iadesi değil sözleşmeyi ayakta tutarak ayıpsız misli ile değişim talebinde bulunmasına göre TBK 227/4 maddesi uygulanma ihtimali bulunmayan davada mahkemece davanın kabulü ile ayıp nedeniyle satışa konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
oy birliği ile karar verildi....
Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bunun mümkün olmaması halinde ise araç bedelinin iadesine hükmedilmesi yönündedir. Davalının bu talebinin terditli bir talep mahiyetinde değerlendirilmesi halinde terditli taleplerden öncelikli olanı ise dava dilekçesinde ilk olarak ileri sürülmüş olması hasebiyle dava konusu aracın ayıpsız misli ile değişimi talebidir. Bu minvalde somut olay değerlendirildiğinde tüketicinin seçimlik hakkını misli ile değişim yönünde kullanmış olduğunun kabulü ancak bununla birlikte tüketicinin seçimlik hakkını hangi yönde kullandığı hususunda tereddüt var ise de, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir....
Davacının aracın misli ile değişim yönündeki talebini satıcı ve distribütöre karşı ileri sürebilir. Bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle yapılan istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davalılar menfaatler dengesinin bozulduğunu ileri sürmüş iseler de, 0 km araç alan davacı tüketicinin üretimden kaynaklı gizli ayıplı aracı bu haliyle kullanmaya zorlanamaz. Bu nedenle menfaatler dengesinin bozulduğu yönündeki başvuruları da yerinde değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Dava konusu araçta devamlı arızanın bulunduğu, misli ile değişim isteminin kabulü gerektiği bildirilmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Öncelikle harç uyuşmazlık konusudur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı misli ile değişim olmazsa ayıp oranında indirim,tazminat istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde öncelikle dava konusu aracın misli ile değişimi, olmazsa tazminat talebinde bulunmuş ise de dava değeri olarak araç değeri üzerinden nispi harç tamamlatılmadan hüküm kurulmuştur. Harç kamu düzenine ilişkin olup mahkemece dikkate alınması gerektiği gibi, istinaf nedeni olarak ileri sürülmese bile Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gözetilmesi gerekir....
KARAR Davacı, 02.01.2013 tarihinde dava konusu otomobili satın almış olduğunu, kısa süre sonra aracın şanzıman ve motorundan anormal sesler gelmeye başladığını, onarım ameliyesine rağmen sağlıklı bir netice alınamadığını, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, misli ile değişim veya ayıplı aracın davalılara iadesi ile bu araç için ödenmiş olan bedelin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dilemiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
K A R A R Davacı; davalı bayiden 57.170,99 TL bedelle satın aldığı aracın arka çamurluğunda boya kabarması ve atması olduğunu fark etmesi üzerine mahkeme aracılığı ile yaptırdığı tespit neticesinde aracın satılmadan evvel bir darbe sonucu sol arka çamurluk kısmının tamir edildiği ve boyandığının anlaşıldığını, bu hali ile aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, öncelikle ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde ayıplı mal için ... olduğu 57.170.99 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir....
Şti aleyhine 23/06/2010 gününde verilen dilekçe ile ayıpsız misli ile değişim istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 02/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aracın davacı tarafından 27/04/2012 tarihinde satın alındığı da göz önünde bulundurulduğunda araçtan yararlanmayı sürekli engelleyecek ayıbın bulunmadığı, davacının halihazırda aracı kullanmaya devam ettiği, yukarıdaki Yargıtay ilamlında da vurgulandığı üzere karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin reddi gerekmiş ve davacının terditli taleplerinden olan ayıp bedelinde indirim talebi doğrultusunda ayıp bedeli olan 20.000,00TL'nin kabulüne karar vermek gerektiği..." belirtilerek davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin reddine, davacının ayıp oranında bedelden İndirim talebinin kabulü ile uyuşmazlık konusu araçta tespit edilen ayıp bedeli 20.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine’ karar verilmiş, verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Aracın davacı tarafından 27/04/2012 tarihinde satın alındığı da göz önünde bulundurulduğunda araçtan yararlanmayı sürekli engelleyecek ayıbın bulunmadığı, davacının halihazırda aracı kullanmaya devam ettiği, yukarıdaki Yargıtay ilamlında da vurgulandığı üzere karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin reddi gerekmiş ve davacının terditli taleplerinden olan ayıp bedelinde indirim talebi doğrultusunda ayıp bedeli olan 20.000,00TL'nin kabulüne karar vermek gerektiği..." belirtilerek davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin reddine, davacının ayıp oranında bedelden İndirim talebinin kabulü ile uyuşmazlık konusu araçta tespit edilen ayıp bedeli 20.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine’ karar verilmiş, verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....