un da mirası kayıtsız şartsız reddettiği gerekçesi ile Mahkemece davalı sıfatı yokluğu nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olmuştur. Öncelikle, davacı tarafça açıldığı ileri sürülen, mirasın reddinin iptali davasının akıbeti araştırılmalı, ilgili davanın sonucu bu davayı etkileyeceğinden sonucu beklenmelidir. Davacı tarafça açıldığı belirtilen mirasın reddinin iptali davasının kabul ile sonuçlanması durumunda, davalının tek mirasçısı olan kızı ...'a karşı yargılamaya devam edilerek uyuşmazlık çözülmelidir. Mirasın reddi davasının red ile sonuçlanması durumunda ise, Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesi gereğince terekenin resen tasfiye edilmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.01.2013 gününde verilen dilekçe ile davalının murisinden kalan mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili, 24.01.2013 tarihli dilekçesi ile davalının ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi ... ile ...'nin ortağı ve müdürü olduğunu aynı zamanda ......
Davalı ... vekili dava konusu 219 Ada 63 parselin kök muris ...’dan intikal ettiğini, davalı borçluların bu taşınmazdaki miras hisselerini borcun doğumundan önce 7.5.1997 tarihinde anneleri ...’ye sattığını, annelerin ölümü üzerine de 21.11.2002 tarihli ilamla mirası reddettiklerini, red kararı kesinleştiğinden, taşınmazları emlakçı aracılığıyla sattıklarını davanın İİK 280 ve MK 617 maddesinde yer alan hak düşürücü süreler içinde açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar tebligata rağmen savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre mirasın reddinin iptaline ilişkin açılan davanın 6 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davanın mirasın reddinin iptaline ilişkin biçimde vasıflandırılarak davanın reddine karar verimleş ise de varılan sonuç gerek dava dilekçesindeki,ileri sürülüşe gerekse dosya kapsamına uygun düşmemektedir....
Maddesi uyarınca mirasın reddinin tesciline ilişkin olduğu ve aynı kanunun 609. Maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. Maddesinde " Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmü getirilmiştir. Aynı Kanunun 609. Maddesinde ise " Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır." hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamından, davanın, mirasçılar tarafından üç aylık yasal süresi içerisinde açıldığı, mirasçıların kayıtsız ve şartsız olarak mirası reddettikleri, davacıların talebinin mirasın reddinin tescili olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 21., 22. ve 23 . maddeleri gereğince Denizli 2....
YANIT : Davacı avukatı tarafından istinaf dilekçesine karşı verilen yanıt dilekçesinde özetle, davalının kötüniyetli alacaklıları zarara sokmak için mirası red ettiğini, murisin mirasının aktifinin bulunduğunu, pasifinin bulunmadığını, davalı tarafça yeterli güvencenin verilmediğini, davanın kabulüne dair kararın yerinde olduğunu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. TMK'nın 617.maddesi uyarınca; borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve mal varlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası, ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/04/2014 NUMARASI : 2013/411-2014/131 Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30.12.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. İstek, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan reddin iptali isteğine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasın reddinin iptali kararının tespit davası olmadığını, bu kararın mirasın reddine ilişkin kararı ortadan kaldıran iptal davası niteliğinde olduğunu ve dosya borçlularının avalist Muhammet Kurtul'un yasal mirasçıları olduğunu gösterdiğini, kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamların HMK.nun 367. maddesinde sınırlı sayıda gösterildiğini, mirasın reddinin iptaline ilişkin davanın tespit davası olmayıp bir inşai dava olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının da doğru olmadığını, davacı- borçlulara ödeme emri tebliğ edilmemesi sebebinin mirasın reddinin iptali davası sonucunun beklenilmesi olduğunu, mirasın reddinin iptali davasının zamanaşımı sürelerini kestiğini ve zamanaşımı sürelerinin işlemesini durdurduğunu, davanın kabul edilmesi ile takibin yenilenmek suretiyle ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligat zarfları üzerinde yazılı olduğu gibi, çek suretlerinin de tebliğ edildiğini, davacı taleplerinin yerinde olmadığını savunarak...
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 3.11.2009 Salı günü davacı ... Tekstil San ve Tic.AŞ vekili Avukat ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...’un müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını; ancak, borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacı ile annesinden kendisine kalan mirası reddettiğini öne sürerek, mirasın reddine ilişkin tasarrufun iptali ile kendilerine cebri icra yetkisi tanınmasını talep etmiştir. Davalılardan ...,...,... ve ... davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ... cevap vermemiştir. Mahkemece koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.08.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 617. maddesi gereğince mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bu halde davacı tarafça mirasın reddedildiği anlaşılmakla mirası reddeden mirasçının miras bırakana ait borç ve yükümlülüklerden sorumlu tutulması mümkün değildir. --------- sayılı ilamı ile davacının mirası reddettiğinin tespit ve tesciline karar verilmiş olduğundan murisin borçları nedeniyle mirası reddeden davacı sorumlu olmadığı anlaşılmıştır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, murisin borçları nedeniyle mirası reddeden davacı sorumlu olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....